17 Ekim 2011 Pazartesi

Aykut Kocaman Kızmakta Haklı

Fenerbahçe dün akşam son haftalardaki ruh halinden çok farklı bir görüntü çizdi. Sezon başında yaşanan malum durumların ardından lige büyük bir öfke patlaması ile başlayan Fenerbahçe özellikle Orduspor, Gaziantepspor ve İ.B.Belediyespor maçlarında oyunu çok sıkı tutmuş, yardımlaşma, takım olma, daha çok istemek gibi olguları mükemmel saha yansıtmıştı. Emre, Selçuk, Gökhan gibi isimler sakatken Niang, Santos, Lugano gibi isimler gitmişken ve kulüp içinde yaşanan durumlar ortadayken Fenerbahçe o haftalarda takdir edilecek işler yapmıştı.
Fakat Fenerbahçe dün akşam özellikle son yarım saatte eski laubali diyebileceğim maçlarında örnekler verdi. Aykut Kocaman özellikle deplasman maçlarında sol açıkta Caner'i oynatarak orta saha ve sol bekine yardımcı olmak istiyor. Özer hamlesi de benzeri bir hamle. Özer 1-0 kazanılan Kayseri deplasmanında da 90 dakika oynamıştı. Aykut Kocaman son deplasmanlarda skor avantajını yakalayıp arkaya yaslanarak işi bitirmek istiyor. Ligin bence kilit noktasına dayanıyor: Gol yememek. (Fatih Terim'de bu noktayı son 3 haftada yakaladı rakibinin arkasına yapıştı) Dolayısıyla Stoch-Dia gibi isimleri ilk 11'de kullanmıyor. Bence de ligimiz için son derece mantıklı bir taktik Ancak işin en güzel yanı Fenerbahçe kadrosunun geniş olması. İşte bunu zamanında hazırlayan teknik ekibe ve yönetime teşekkür etmeleri gerekir. Özer'in sıradışı golü ile skor avantajını yakalayan Fenerbahçe, dağınık-savruk iki stoperi olan Mersin İdman Yurdu karşısında bol pozisyon bulacağını düşünmüştüm. Fakat Alex ve Bienvenu hem istenilen düzeyde değiller, hem de iyi anlaşamıyorlar. Semih zaten kariyerinin en kötü dönemini geçirmese zaten ilk 11 oynar ve bu sorun çözülürdü. Aykut Kocaman'ın bu konuda ilerleyen haftalar için bazı hamleler yapması gerekebilir. Çünkü her takım bu kadar etkisiz olmaz
Mersin İdman Yurdu ise 2.bölgeden 3.bölgeye geçerken çoğalamama sorunu yaşıyor.
Beto, Nduka ve Moritz top taşırken yanlarına yardıma gelen arkadaşlarını bulamadı. Dolayısıyla pozisyona girmeleri ancak duran toplara yada kişisel becerilere kaldı. Bu hale rağmen penaltı pozisyonu, elle atılan ve sayılmayan gol, çizgiden Özer'in çıkardığı top ve Erman'ın iyi ortalayamadığı akını sayarsak duran toptan Fenerbahçe savunması 4 net pozisyon verdi. Savunması uzun oyunculardan kurulu olmasına rağmen sarı-lacivertli takımın bu kadar duran toptan pozisyon vermesi tahammül edilir bir durum değil. Nobre gibi hava hakimiyeti tescilli bir isim olsaydı Mersin golü erken bulurdu. Son dakikada birazda şu ilk paragrafta bahsettiğim konsantrasyon kaybından Beto golü buldu. Bence yine büyük bir takımın yememesi gereken bir gol oldu. Beto öyle çok hızlı, çok çalımlı özel bir oyuncu değil. Aksine kale sahasında gol atma becerisi yüksek bir Brezilyalı. Orta sahadan topu alan Beto'nun önce Yobo'yu ardından Bekir'i geçip gol bulması negatif bir başka nokta oldu Fenerbahçe için. Maçın en ilginç istatistiğine ise Stoch ulaştı. Son yarım saatte forma bulan ve rakibin 10 kişi kalmasıyla birlikte hemen hemen her akında bomboş kalan Stoch 4 net gol pozisyonunda sonuca gidemedi. Bu kadar fırsat ayına gelip bir de son dakikada gol yiyince Aykut Kocaman'da haklı olarak kızdı. Mersin İdman Yurdu golü erken bulsa son dakikalarda şuursuzca yüklense neler olacaktı. Fırsat ele gelmişken atmak gerek. Asıl ilginç olan ise sezona büyük bir haykırış ile başlayan Fenerbahçe'nin 10 kişi kalmış rakibi karşısında bu fırsatları bireysel\şahsi kullanmak yerine garanti kullanması gerekirdi. Stoch neden ilk 11'de forma giyemediğini dün akşam daha evvel bu soruyu soran (bir tanesi de benim) herkese yanıtladı. Daha genç Slovak oyuncu eminim daha iyi olacak ama Fenerbahçe ilk haftalardaki ruhunu kaybederse....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder