15 Ekim 2011 Cumartesi

Arabanı da Al Git Carlos

Son söyleceğimi ilk söyleyeyim: Beşiktaş takım olmayı beceremediği sürece beyhude sonuçlar ve transferlerle kendini avutur. Sezon başından beri bunu bir kaç kez yazmıştım değişen birşey yok. Kayserispor dün akşamki maçta rahat bir galibiyet aldı. Hem de o Kayserispor son 7 sezonun en kötü ilk 5 haftasını yaşayan 4 puanlı Kayserispor.
Maça siyah-beyazlı takım yıldızlarını sahaya sürerek başladı. Quaresma, Guti, Simao, Fernandes aynı anda sahadaydı. Savunmada İsmail'in alternatifsizliği nedeniyle sol bekte Ekrem, onun boşalttığı sağ bekte ise İbrahim Toraman forma giydi. Şimdi koskoca Beşiktaş'ın hem sağ beki hem sol beki orjinal mevkiisi bek olmayan isimlerden mi oluşmalı. Bu nasıl bir transfer politikası. Madem aldınız Tanju Kayhan'ı güvenin ve oynatın. Karşı takımın sol beki Hasan Ali Kaldırım, Tanju Kayhan'dan 5 ay küçük ama 2 sezondur her maç sahada. Sorun sadece beklerde değil. Takımın bekler dışında kadrosu gayet güzel ama önde oynayan tek forvet sıkıntılı. Ben bu durumu takım elbise giymiş bir adamın altına sandalet giymesini benzetiyorum. Kıyafet çok güzel sadece kolları uymamış ama ayakkabı tamamen alakasız. Edu değil Beşiktaş'ın forveti olmak Bank Asya 1.Lig'de toplam 5 golü geçemez. Başka bir sorun ise Guti. Madem bu adam ilk 11 oynayacak durumdaydı ey Carlos hoca. Neden Gaziantepspor deplasmanında kadro sıkıntısı çekerken oynatmadın? Ama ben bu akşam Guti'nin neden forma giydiğini tahmin edebiliyorum. Milli takım maçları gündemde olduğu için pek yansımadı ama Beşiktaş bu müthiş transfer politikaları! sayesinde maddi sıkıntıya düştü. Guti'yi elden çıkartmak için en azında belli maçlarda oynatıp parlatmaları gerekiyor. Böyle hesaplarla takımın hayalleri, paraları ve büyüklüğü elden gidiyor ama kimse dur demiyor. Zaten Guti sağlam kontratını sezon sonuna kadar öyle-böyle, sakatım-hastayım, 2 maç oynar 3 maç yatar şekilde, meşhur nargile partileri ile bitirir ve sezon sonunda futbolu bırakır. Böylece Beşiktaş o güzel arabanın son sahibi olur :) Beşiktaş'ın bu sıkıntıları bu maçtan önce de vardı. Fakat bu maçta 2 tane defosu daha gün yüzüne çıktı. Haliyle bu durumdaki Beşiktaş'ın maçı kazanması imkansızdı. Nedir o defolar?
1-Takım olmak bir yana, Beşiktaş'ın Portekizli oyuncuları artık hem kendilerine oynuyolar hem de vurdum duymaz oynuyolar.
Fernandes başta olmak üzere Simao ve Quaresma her atakta önce bir çalım atayım sonra pozisyona bakarız düşüncesindeler. Hele Fernandes iyice bırakmış durumda. Ceza sahasının önünde bile çalıma giriyor. Ayrıca orta sahada top kayıpları o kadar artık ki (özellikle 2.yarıda) çıkarken kaptırılan her top kalede pozisyon oldu. Şimdi bu maçta en etkin olması gereken bu üç ismin istatistiklerine bakalım: Quaresma maç boyunca şutu: 0 (evet sayıyla sıfır inanılmaz), Simao maç boyunca şutu:1 attığı şut taça gitti (evet taça çıktı inanılmaz), Fernandes şutu:1. Quaresma orta: 7/1, Simao: 4/1, Fernandes: 5/1. İkili mücadeleden top kaybı üç oyuncu toplam: 11, isabetsiz pas toplam:35 Ancak 3 dakika 35 saniye ile en çok topla oynayan isim Q7. Sorunu anlatabildim sanırım Büyük oyuncu sonuca etki eder. Bakınız Alex: 125 gol, bir o kadar da asist.
2-Carvalhal kenardan maça müdahele edemiyor.
Maça biraz hücumcu ve yıldızlardan kurulu kadro ile çıkan Carlos hoca ilk yarıdan sonucu almak istedi. (Çünkü hafta içi Kiev deplasmanı var ve çok kritik bir karşılaşma olacak) Fakat işler iyi gitmeyince oyuna müdahele de edemedi. Maçın 60.dakikasında sonra çok net ortaya çıktı ki Beşiktaş'ın koşacak hali yok. Orta sahada kaptırılan her topta özellikle Amrabat daha çok sol kanattan, bazen de ortadan Beşiktaş savunmasının içine akmaya başladı. İbrahim Toraman'ın sağ bek orjinli bir oyuncu olmadığı ve bir beke göre ağır kalması nedeniyle ilk golde Amrabat'ı durduramadı. Maç bu dakikadan sonra Guti-Holosko değişikliği ile birlikte tamamen Kayserispor'un kontrolüne geçti. Halbuki Carlos hoca Edu-Mustafa Pektemek, Simao-Holosko değişiklikleri ile daha etkin olabilirdi. Son yarım saatte orta sahada cirit atan Kayserispor hücumcuları daha becerikli olsa fark 3-4 olabilirdi. Aslında İbrahim Toraman'ın burnunun kırıldığı atakta (geçmiş olsun kaptana) bence hakem penaltı vermesi gerekirdi. Bu gol belki maçın en iyi ihtimalle berabere bitmesine yol açardı ama yenilgi beraberlikten daha iyi oldu Beşiktaş için. Kafaları kuma gömmek yerine şapkayı önlerine koymalarını sağlar.
Sonuç olarak ne Edu bu takımın forveti, ne İbrahim bu takımın sağ beki, ne Carlos hoca bu takımın teknik sahibi. Carlos hoca bu takım oyuncusu olabilecek kalitede olan ama kendini dev aynasında görüp oynamayan, takım mağlup iken varyete giren, hatta topuk pası yapan hemşerilerini ha bi de güzel arabasını da alıp gitsin. Böylece formaya hakkını veren (Egemen Korkmaz gibi) isimler oynarda kendine hayrı olmayan takımın belki ülke futboluna katkısı olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder