Aslında bu yazıyı geçen hafta yazacaktım. Fakat rekoru kırmasını bekledim. Nacizane benim medyaya servis ettiğim rekor "Galatasaray üst üst 7 deplasman maçında gol yemedi ve kulüp tarihinin rekorunu kırdı". Kolay görünen bir istatistik değildir. Üst üste 7 deplasman maçını gol yemeden bitirmek. İç sahada yapılırsa daha olası ama deplasmanda zordur.
Geçen sezon 2.yarıda Aykut Kocaman için söylediklerimi son 5 hafta için Fatih Terim'e söylüyorum. Sayın Terim başlık için beni affetsin :) benim ne haddime ülkenine en başarılı 3 teknik adamından birine bunu söylemek. Fakat amacım başkaydı. Terim 1994-2000 yılları arası ülkenin çehresini değiştirmiş, rüyamızda göremeyeceğimiz başarıları yakalamıştı. Şifresi neydi? Hagi-Popescu-Taffarel gibi ustaların yanında Emre-Okan-Suat üçlüsü orta sahada, Hakan Şükür gibi bir efsane, Hasan-Bülent-Ergün-Ü.Davala-F.Akyel gibi kalbur üstü yerlilerle gelen başarı. Oynayan/zevk veren bir futbol, ön alanda baskı ve kazanılan toplarla sonuca gitmek. Fakat 11 yılda çok şey değişti. Günümüz futbolunda artık şampiyonluklara giden yol "savunmaktan" geçiyor. Geçen sezon 2.yarıda üst üste gol yemeden maçları bitiren Fenerbahçe en az bir gol bulup 3 puanları cebine koyuyordu. Özellikle Süper Lig'de kalenizi kapatırsanız mutlaka 1-2 pozisyon bulup golü atarsanız ve kazanırsınız. Artık takımlar-oyuncular arası farklar kapandı, dolayısıyla geriye düşüp maçı çevirmek hatta 2-0'dan döndürmek sezon boyunca belki 1 kez oluyor.
Terim sezon başlarken sistemini 4-3-3 üzerine kurmuştu. Fakat bu sistemi mevcut oyuncuların kaldırması nerdeyse imkansızdı. Zaten Eboue'yi sol açık, Sabriyi bazen öndeki üçlünün sağında bazen sağ bekte oynatmakta bu tezimi destekliyordu. 4-3-3'de genelde Elmander tek forvet oynadı ve hep yanlız kaldı, hep boşuna yoruldu. Forveti destekleyecek tek oyuncunun Engin olduğu yazıldı, çizildi. Doğruydu bu ama 11 maçta kalede 9 gol görmüştü Galatasaray. Golsüz biten ve Beşiktaş'ın dünyaları kaçırdığı maçta şöyle bir paragraf yazmışım: "Galatasaray'ın sorunu Elmander veya yerinde oynayacak oyuncunun beslenmesi. Takım içinde bunu yapabilecek görünen tek isim Engin. Fakat Engin'de her zaman güven veren bir isim değil. Dolayısıyla yolu değiştirmek lazım. Yani 4-4-2 dönmek iyi bir tercih olabilir. Baros-Elmander ikilisi gayet güzel işler. Neden işler? Çünkü özellikle Elmander geri dönen, pres yapan tam bir takım oyuncusu. Orta sahaya yardım edecektir. Lig Tv'nin yılın zihni-sinir projeleri dalında aday olabilecek uygulamasını kendimce şöyle kullanacağım Galatasaray için 4-3-3 çıksın, 4-4-2 girsin." İşte Terim ne zaman sistemi birazda zorunluluktan 4-4-2 yaptı o zaman 5 maç üst üste geldi. Son 5 maçta Galatasaray'ın yediği gol 2 attığı ise 11. Evet işler güzel gidiyor ancak halen daha oturması gereken noktalar var. Devre arasında alternatifler gerekecek ayrıca Emre-Semih ikilisinin kötü oynayacağı maçlar olacaktır. Bu gençleri kontrol altında tutmak gerekir. Bu noktada belki yardımcı hocalar Davala ve Şaş'a büyük görev düşüyor.
Terim gol yemeden oynama işini bu akşam iyice abarttı. Orduspor özellikle ilk yarı Culio'nun önderliğinde nerdeyse tek kale oynadı ama pozisyon bulamadı. Galatasaray ise bir kaleci hatasında (bir şekilde pozisyon bulunuyor) golü yaptı. Kontrollü oyuna devam edip farkı 2 yapınca oyun koptu, değişiklikler geldi. Bizim lig'de başarı Daum-Lucescu taktiğinden geçer. Ersun Yanal gibi futbol oynatmaya çalışmayacaksın. Çünkü Avrupa'da Futbol, bizim lig'de top oynanır. Kuralı da Gol YEMEYECEKSİN.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder