Beşiktaş grubun son maçında Stoke City ile yine çok ilginç bir maç oynadı. Son maçlar öncesinde 3 puan farkla 2.sırada bulunan Beşiktaş'a beraberlik hatta averaj hesaplarına göre yenilgi bile yetecek, kazanması halinde ise grup lideri olacaktı. Peki Beşiktaş bu avantajı nasıl yakalamıştı. Dinamo Kiev kalecisi Shovkovsky'in gol atmak için uçtuğu, kalenin içinden 3-4 kez top çıkarıldığı maçta Dinamo Kiev'i geçen Beşiktaş herkesin çantada keklik dediği Maccabi maçında ise son saniyede 3 puan almıştı. İsrail'de önce 2-0 öne geçilmiş ardından maç 2-0'dan 2-2'e gelmiş, İngiltere'den gelen beraberlik golü hesapları iyice çıkmaza sürüklediği anda son dakikada sahneye Q7 çıkmış ve bu akşamki avantajı getirmişti. Tam "Türk İşi" dediğimiz eline gelen fırsatı kullanamayıp yumurta kapıya sıkışınca işi son anda bitirmiştik.
İşte o avantajla gelen Beşiktaş dün akşam sadece maçını kaybedip, D.Kiev ise 4 farklı galip gelmesi ile eleniyordu. Vee dakikalarda 20'yi gösterdiğinde Beşiktaş 1-0 geride, D.Kiev ise 2-0 öndeydi. Yani kalan zamanda Beşiktaş gol bulamaz ve Ukrayna ekibi 2 gol daha atarsa Beşiktaş elenecekti. Maçın kırılma anı Fuller'in direkten dönen topuydu. Tamamen şans faktörü ile kaleye yönelen top içeri girse yada Egemen'in hatasında Fuller kale sahasında topu tamamlasa maçı döndürmek bayağı zor olacaktı. Neyseki 2.yarı başında önce Kiev'den kırmızı kart ve gol haberleri geldi, ardından Mustafa Pektemek ve Fernandes'in maça asılmaları ile ibre Beşiktaş'a döndü. Fernandes bu maçta öyle bir oynadı ki sanki bize "Quaresma, Simao, Guti yoksa ben varım, ben bu takımın organizatörlüğünü yaparım" dedi. Gerçekten de yaptı. Bence zaten gerçekten de yapardı. İstikrarsızlığı ve takım içindeki yıldız sayısının fazlalığı bu geceye kadar sahne almasını erteledi. Sakatlık ve ceza olmadığı sürece orta sahada Ernst-Necip-Fernandes üçlüsü bozulmamalı. Ancaak Fernandes de Avrupa kupası maçları vitrin maçları diyip Süper Lig'de %50 performansla oynamamalı.
Beşiktaş penaltı pozisyonu ile hem beraberliği yakalayıp hem de oyuncu sayısı bakımından avantajını eline geçirince iyice bastırmaya başladı. Mustafa Pektemek'in maç sonu röportajında dediği gibi Stoke City maçı zaten kazanmaya gelmedi. Hatta hatta yenilseler bile çokta umurlarında olmayacaktı. Uefa Avrupa Liginde mücadele eden bir çok major lig takımı bu kupaya angarya olarak bakıyor. Tottenham, Paris SG, Fulham, Rennes...vb bir çok takım son 32 turunda olmayacak. Dolayısıyla fırsat ele gelmişken değerlendirmek vardı. Bu sefer Beşiktaş işi şansa bırakmadı. Fernandes'in kornerden bu sezon bolca yaptığı gibi güzel ortaladı ve Mustafa nefis bir kafa vurdu ile golü attı. Bu köşeden sezon başında yazdığım kritiklerden defalarca Edu yerine Mustafa Pektemek'in görev alması gerektiğini yazmıştı. Mustafa hem klas goller atıyor (Manisa maçı, Stoke Maçı) hem de eskilerin tabiriyle golü kokluyor, gol bölgesine gidiyor, savunmanın dengesini bozuyor. Beşiktaş'ın bu sezonki en iyi 2 transferinden biri (diğeri Egemen).
Beşiktaş'ın Stoke City gibi fizik gücü yüksek, oyun planını hava topları üzerine kurmuş bir İngiliz takımına kornerden gol atabilmesi ancak Mustafa gibi bir yetenek ve Fernandes gibi bir usta ile mümkün olabilirdi. Edu'nun golü ise şaşırtıcı bir kaymak oldu liderlik zevkine. Sonuç itibariyle Beşiktaş lider ve seri başı olma imkanını var. Dileğimiz iyi bir kura çeker ve bu kadro gidebildiği yere kadar gider, ülke futboluna hem heyecan hem de puanlar taşır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder