Süper Lig'in 18.haftası yoğun kar altında oynanmaya çalışıldı. Oynanan 6 maçta deplasman takımlarının maç kazanamadığını hatta biri hariç öne bile geçemediğini görüyoruz. Hatta oynanan 6 maçın 5 tanesinde ilk yarı 0-0 berabere sona erdi. Bu istatistikte gösterdiği gibi takımlar 2.yarıya iyi başlamak en azından yenilmemek adına sahaya çıkmıştı. Bence haftanın takımları Fenerbahçe ve Diyarbakırspor, Haftanın oyuncuları ise Guiza, Umut ve Caner oldu. Bu hafta büyüklere karşı oynayan takımlar Denizlispor, Sivasspor ve Gaziantepspor ise ligimizin kalitesi konusunda bariz bir sıkıntı olduğunu gösterdi. Fenerbahçe'nin özellikle 2.yarı baskısı ve 1-1'den sonra maçı bırakmaması, ağır zeminde mücadelesi şampiyonluk yolunda sarı-lacivertli takımın hala en avantajlı ekip olduğunu işaret etti. Lig Tv özetlerinden izlediğimiz kadarıyla Diyarbakırspor takımı da haftaya damga vurdu. Mali sıkıntılar, takımdan ayrılan oyuncular, Ziya Doğan'ın sözleşme gerğinliği ve yeni transferleri alt alta koyunca Ankaragücü deplasmanında Diyarbakırspor'un puan alması zor görünüyordu. Ancak 2.yarıda Ziya Doğan'ın talebeleri maçı kazanacak 4-5 pozisyon buldu. Hazırlık maçı bile yapamayan bir takım Ankarasporgücü karşısında bu kadar etkili oynaması biraz düşündürücü. Teknik Direktörünüz Roger Lemerre ve 40 küsür topçunuzda olsa takım olmak başka bir şey işte. Aslına bakarsanız sarı-lacivertli takımın "Ankaragücüspor ve Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak futbola verdiği rahatsızlıktan dolayı özür dileriz" pankartıyla çıkmasını ister oldum.
Son zamanlarda çok eleştirilen Umut ve Guiza, 2010 yılına fırtına gibi girdi. Her iki oyuncuda 2010 yılında oynadıkları tüm maçlarda gol buldu. Umut 3 maçta 6 gol, Guiza 3 maçta 3 gol atarken özellikle Umut maç boyunca çok etkili oldu. Alanzinho ve Engin'in yaratıcılığı Umut gibi savruk bir oyuncuyu bile bu hale getirdi. Guiza ise özellikle Gökhan Ünal girip hücumda takım çoğalmaya başlayınca klasını konuşturdu. Galatasaray'ın sol açığı Caner de maça ağırlığını koydu. Rusya'da kaldığı dönemden midir nedir? karlı zeminde sanki daha iyi oynuyordu. Caner'in dışında Elano artık giderek takıma alıştı ve oynamaya başladı. Lucas Neill sanırım Galatasaray'ın aradığı oyuncu! Servet'in yanında sakin, topu ayağa oynayan ve tecrübeli bir görüntü çizdi. Oyuna sonradan giren Jo Alves için görüş bildirmeyi ise bence ilerki maçlara bırakmalı.
Sonuç olarak Süper Lig'in 2.yarısı fena başlamadı. Ancak yukarıda belirttiğim gibi Denizlispor ve Sivasspor'un işleri zor. Bu oyun yapısı ve kadro ile lig'de kalmaları özellikle Denizlispor için mucize olur. Son 15 yılda ligi 15.sırada bitiren takımların puan ortalaması 36,87 çıktı. Yani Denizlispor'un bu matematikle en az 30 puan alması lazım. Ankaraspor maçı hariç 27 puan demek 9 galibiyet demek. Minimum 7 galibiyet 6 beraberlik alması lazım kalan 15 maçta. HADİ BAKALIM! Hakan Kutlu ve ekibine allah kolaylık versin haftaya da Galatasaray ile oynayacaklar. Sivasspor'da 4 yeni yabancısının uyumunu bekleyecek ve dişine göre takımlara karşı mutlak kazanmayı bekleyecek. Onlarda haftaya Fenerbahçe ile karşılaşacak. Bu halleriyle Manisaspor ve Diyarbakırspor ile boy ölçüşemezler, Ankaragücüspor'da bir şekilde kendi kurtarır! Aslına bakarsanız sayın Ali İpek bu sefer zıplayamadı. Her sene 3-4 teknik adam değiştirmekle ancak bu kadar oluyor. BARİ KADROYU KORUSUNLAR BANK ASYA 1.LİG'DE ESKİSİ GİBİ DEĞİL MAAZALLAH :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder