Fenerbahçe takımını, teknik ekibi ve camiayı alınan 2 galibiyet için kutlamak gerekir. 3 Temmuz sabahında başlayan tramvanın ardından 2 kez sezona hazırlanan, son 1 haftaya kadar hangi lig'de oynayacağı bile belli olmayan, Şampiyonlar ligine katılmamanın üzüntüsü üzerine önemli bazı oyuncuları kaybeden takımın performansı merak konusuydu. Böyle bir ortamda ilk 2 lig maçını kazanmak önemli. Gaziantepspor galibiyetinin bir başka önemi ise ayrılan oyuncuların dışında Emre, Gökhan, Serdar ve Orhan gibi isimlerinde görev yapmamasıydı.Üstüne üstlük Mehmet Topuz da sakatlanıp çıktı. Ancak Uğur Meleke'nin Orduspor maçı sonrası yazdığı gibi Fenerbahçe bu maçta omurgasını bozmayarak kazandı. Omurganın etrafındaki oyuncularda kazanmayı isteyince sonuca gittiler. Omurganın en nadide parçası ise kaptan Alex.
Alex, Fenerbahçe kariyerinin 300.resmi maçına çıkarken 3 farklı yüzünü de Gaziantepspor karşısında sergiledi. İlk golde klasik Alex'in yıllardır seyrettiğimiz sinsi yüzü vardı. Yine gole kadar nerdeyse sahada mı değil mi belli olmayan bir tarzda oynarken sinsice girdiği kale sahasında takipciliğini konuşturup golünü attı. İkinci golde ise hiç görmediğimiz haykıran yüzü vardı. Dar açıdan seken topa öyle bir vurdu ki sanki son 2 ayda yaşadığı stresin acısını toptan çıkardı. Asıl garibime giden ise görmediğimiz bir gol sevinci yaşadı (saçma sapan filelere asıldı, düştü) nerdeyse fileleri tırmaladı Aykut Kocaman'ın taktik değişikliği sonrası yeri değişti. Barcelona'nın oynadığı sol ve sağ kanatta forvetler Messi tek başına ortada sistemini oynamaya başladı. Bu dönemde nefis bir ara pası ile Bienvenu'yu kaçırdı ve penaltıyı kazandırdı. Ancak son 4 yılda hiç kaçırmadığı penaltıyı bu sefer direğe vurdu ve bu sefer şaşkın yüzünü gördük. 300 maçta 155 gol atan Süper Lig'de 124 gole ulaşan Alex hocasını yakalamasına 16 gol kaldı. Ortalaması 0,52 olan Alex bu ortalama ile oynarsa 32 maç sonra yani lig sonunda rekora ortak olacak. Açıkcası rekoru kırmasa da heykeli dikilecek yerin artık seçilmesi gerekiyor.
Son paragrafı Teknik direktör Aykut Kocaman'a ayırdım. Sayın Kocaman gerçekten takdiri hakediyor. Takımı bu kadar hazır hale getirerek, gidenlerin yerini mümkün olduğu kadar en iyilerle doldurarak, İstatistik ve rakip takım analizine bu kadar önem vererek, kafa yorarak ve Dünya futbolundaki gelişmeleri takip edip uygularak birçok yabancı hocaya canlı ders vermektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder