21 Ağustos 2016 Pazar

Oyuncular, Teknik Adamlar Hatta Stadyum Değişiyor Ama Fenerbahçe İçin Sonuç Değişmiyor

          2016-17 sezonu ilk hafta maçları içinde en çok merak edilen sanırım Medipol Başakşehir-Fenerbahçe maçıydı. Fenerbahçe yeni teknik adamı ile hafta içi Grasshoppers karşısında farklı kazanmış ve eski teknik adamın ürettiği düşünülen negatif havanın dağılmaya başladığı düşünülmüştü. Medipol Başakşehir ise iki sezon boyunca yakaladığı başarılı performansı Shakhtar gibi bir "marka" karşısında deneme fırsatı bulmuş amiyane tabirle "boyunun ölçüsünü" almıştı.                  
         Maçın bir başka önemli tarafı ise Medipol Başakşehir'in bir genel haline gelen şampiyonluk adayı takımlara çelme takma durumunun ilerisindeki istatistiği idi. Abdullah Avcı'nın ekibi büyüklere "çelme takma" durumunu Fenerbahçe ile evinde oynadığı maçlarda iyice abartmış ve 8 maçta 6 galibiyet gibi (%75 kazanma oranı) oldukça sıra dışı bir boyuta taşımıştı.

        İlginçtir Medipol Başakşehir 9.maçında 7.galibiyetini (kazanma oranı %78'e yükseldi) alıp sahadan yine zaferle ayrılan taraf oldu. Fenerbahçe'nin lig tarihinde deplasmanda bir rakibine bu kadar boyun ediği bir başka takım yok. İşin ilginç yanı Süper Lig'e ilk çıktığı 2007-08 sezonundan beri M.Başakşehir takımın adı, kullandığı stadı, teknik adamı, oyuncuları değişmesine rağmen seri sona ermiyor. Sadece M.Başakşehir'in değil Fenerbahçe'nin teknik adamları, oyuncuları, golcüleri, kalecisi değişiyor ancak sonuç değişmiyor. Hatta trajik bir ilginç durum daha geride kalan iki sezonda Fenerbahçe'nin şampiyonluk yolunda havlu attığı iki maç yine Başakşehir Fatih Terim stadında oynanan maçlardı.

       M.Başakşehir deplasmanında Fenerbahçe toplam 7 farklı teknik adamla mücadele etti ancak bu teknik adamların sadece bir tanesi (Aykut Kocaman 2010-11) sahadan galip ayrıldı. Galibiyet golünü atan oyuncu da tahmin edersiniz ki Alex de Souza. Fenerbahçe'nin yeni teknik direktörü Advocaat, M.Başakşehir deplasmanında kaybeden 6.teknik adam oldu.


      Öyle ilginç bir istatistik var ki mesela iki takım sezon başında oynuyor (iki maç ilk hafta iki maçı da M.Başakşehir kazanmış) yada ligin sonunda oynuyor (üç maç 32 ve 33.haftalara denk gelmiş M.Başakşehir iki galibiyet bir beraberlik) farketmiyor. Fenerbahçe'nin kazandığı tek maçın 14.haftada oynandığını belirtmek lazım.

   
 
       Fenerbahçe deplasmanda M.Başakşehir ile oynadığı tüm maçlarda topla oynama oranında üstün olan taraf. İlginçtir 6 maçın topla oynama oranında%60'ın üzerine çıkan Fenerbahçe -bir başka anlatımla oyunun büyük bölümünü M.Başakşehir'in 1.bölgesinde oynamasına- rağmen bu maçların tamamını kaybetmiş olması. Genelde maçlarda görev alan Abdullah Avcı'nın bölge/alan bırakmayan ve hızlı çıkan oyun yapısı, Fenerbahçe'nin çabuk oyuna tam anlamıyla geçememeyen düzeni, bireysel yeteneklerini ortaya çıkaramayan oyuncular, ilk gol...birçok başlık yazılabilir.          

       Konusu açılmışken yazalım oynanan 9 maçın sadece bir tanesinde Fenerbahçe ilk golü atıp öne geçmiş, diğer 8 maçın ilk golünü ise M.Başakşehir bulmuş.Bu durum aslında M.Başakşehir'in oyun planı için oldukça değerli. Fenerbahçe adına geride kalan 9 maçta 61 farklı oyuncu görev yapmış bunların 3 tanesini kaleci. Yani kaleciler değişmiş Robin van Persie, Sow, Webo, Fernandao, Stoch, Tümer, Niang, Semih, Nani, Kuyt, Volkan Şen, Emenike, Kezman, Kazım, Guiza, Gökhan Ünal, Diego, Dia, Deivid ve Alex gibi 20 tane önemli hücum elemanı görev almış ve bu oyunculardan sadece Alex (3), Diego (1) ve Webo (1) gol atabilmiş. Bu durumda M.Başakşehir'in havuz bölgesinde ne kadar etkili olduğunun bir göstergesi.

       Toparlarsak M.Başakşehir-Fenerbahçe maçları sarı-lacivertli takım aleyhine bir gelenek haline geldi. Oyuncular, takımlar, sistemler, teknik adamlar, anlayışlar, hatta stadyumlar değişiyor ancak sonuç değişmiyor. Fenerbahçe öne geçemiyor, M.Başakşehir istediklerini saha yansıtıp sonuç alıyor hatta Abdullah Avcı nasıl kazandıkları hakkında sufle veriyor hatta hatta  ''Oyuncu kalitesi değil, oyun kalitesi kazanır'' göndermesinde bulunuyor ama sonuç değişmiyor. 


Maç sonu A.Avcı'nın açıklamalarında bir kısım:



 

      






M.Başakşehir'in son Fenerbahçe maçı ısı haritası


9 Mart 2016 Çarşamba

PTT 1.Lig'de kriter yok!! Sadece Hüseyin Eroğlu

         PTT 1.Lig'in 24 haftası geride kaldı. Her takımın farklı hesapları var. Bazıları ilk iki sırada yer alıp doğrudan Süper Lig biletini almaya çalışıyor, bazıları önce bir play-off sıralarını yakalayalım sonrasına bakarız düşüncesinde, bazıları da küme de kalmaya çalışıyor. Bazı takımlar çok iyi gidiyor, bazıları tökezliyor yeniden performans arttırıyor, bazıları kötü gidişi durduramıyor.

       Bizim liglerde meşhurdur 3-4 hafta üst üste galibiyet gelmeyince, yönetiminden önce "teknik direktörümüzün arkasındayız" açıklamaları gelir sonraki hafta da galibiyet gelmezse yollar ayrılır. Hadi diyelim ki bu duruma alıştık ve sadece süreler/haftalar değişiyor; kimi zaman 4-5 hafta, kimi zaman 6-7 hafta. Ya da şöyle bakalım: örneğin teknik adam, yönetimle veyahut oyuncular ile anlaşamadı ve ayrıldı tamam anlaşılabilir. Fakat PTT 1.Lig'de bu sezonki yaşanan durum inanılmaz.      
    2015-16 sezonunda PTT 1.Lig'de mücadele eden 18 takımın tam 17 tanesi teknik adam değişikliğine gitti.

    Koskoca ligde teknik direktörünün gerçekten arkasında duran sadece Altınordu takımı var. Altınordu zaten altyapıya verdiği önem, prensipleri, yönetim tarzı ile sıradışı bir örnek. Altınordu takımını bir alt ligden PTT 1.Lig'e taşıyan Hüseyin Eroğlu hem bu sezon hem de geçen sezon takımın başındaydı. (Süper Lig'de de tek benzer örnek var: Abdullah Avcı - M.Başakşehir)

 -Sezon genelinde geçici teknik adamlar dahil toplam 50 kez teknik adam değişikliği yapılmış
(takım başına ortalama 2,78)

-Hüseyin Kalpar, Yücel İldiz, Bayram Bektaş, Erkan Sözeri, Engin Korukır (toplam 5 isim) iki farklı takımda görev yapan isimler oldu. Süper Lig'e Hakan Kutlu, Ümit Özat ve İbrahim Üzülmez geçerken Yusuf Şimşek ise PTT 1.Lig'e döndü.

PTT 1.Lig'de bu sezon hafta hafta görev alan teknik adamlar:

Adanaspor: Eyüp Arın (11), Engin İpekoğlu (13)
Karabükspor: Hüseyin Kalpar (6), Elvir Baliç (9), Levent Açıkgöz-CM* (2), Yücel İldiz (7)
Alanyaspor: Erhan Altın (5), Mustafa Camunak-CM* (2), Hüseyin Kalpar (17)
Adana DS: Osman Özköylü (23), Tayfur Havutçu (1)
Elazığspor: Bayram Bektaş (11), İbrahim Üzülmez (6), İlhan Aydın-CM* (1), Coşkun Demirbakan (5), Ogün Temizkanoğlu (1)
Giresunspor: Sefer Yılmaz (8), Erkan Sözeri (16)
Gaziantep BBSK: Hakan Kutlu (13), Faik Demir-CM* (1), Bayram Bektaş (10)
Balıkesirspor: Erkan Sözeri (7), Muhammet Yılmaz (4), Fikret Yılmaz (13)-ayrıldı
Göztepe: Metin Diyadin (20), Fatih Kavlak-CM* (1)- Önder Özen (3)
Boluspor: Özcan Bizati (5), Cüneyt Karakuş (14), Fatih Tekke (5)
Altınordu: Hüseyin Eroğlu (24)
Samsunspor: Ümit Özat (18), Kenan Yelek-CM* (1), Engin Korukır (5)
Y.Malatyaspor: Yücel İldiz (7), İrfan Buz (17)
Şanlıurfaspor: Engin Korukır (4), Hüseyin Dağ (8), Tugay Kerimoğlu (12)
1461 Trabzon: Hamdi Zıvalıoğlu (17), Aşkın Dilli-CM* (2), Sabahattin Akbayrak (5)
Denizlispor: Mehmet Altıparmak (11), Ali Yalçın(10), Koray Palaz (3)
K.Erciyesspor: Alaaddin Demirözü (7), Timuçin Bayazıt (17)-ayrıldı
Karşıyaka: Cüneyt Dumlupınar (6), Kemal Özdeş (9), Hüseyin Hamamcı (2), Yusuf Şimşek (7)

CM*: Caretaker Menajer-Geçici teknik direktör
Not: liste puan durumu sırasına göre yapılmıştır.

 

    Ligin son sırasındaki takımları anlayabiliyorum yada büyük bütçelerle kurulup iyi gitmeyenleri de ancak lider konumda iken görevden ayrılan İbrahim Üzülmez'i yada zirvenin sadece iki puan gerisinde iken ayrılan Elvir Baliç'i anlayamıyorum. Maddi sıkıntılar tabii ki üst paragrafta geçen nedenlere eklenebilir ama günümüzde Torku Konyaspor'a tarihinin en iyi sezonunu yaşatan Aykut Kocaman'a bile transfer yapmıyor diye baskı yapanların olduğu futbol ortamında ilginç olaylar dönüyor.




5 Ocak 2016 Salı

Arda zaman seni çağırıyor....


       Arda Turan için belki de Türkiye için zaman geldi. A Milli takım kaptanı Arda Turan, Barcelona forması altında ilk resmi maçına bu akşam çıkacak.




Türk Futbol tarihinde bir çok oyuncunun hatta teknik adamın büyük başarıları var. Bu başarıların büyük kısımlarında "gurbetçi" yada "yurt dışı doğumlu" vatandaşlarımızın imzaları var. Fakat Arda'nın hikayesi farklı. Tıpkı hocası Fatih Terim gibi Arda'nın yaptığı aynı zamanda sadece sonraki nesil futbolcu kardeşlerine örnek değil, tüm vatandaşlarına örnek olacak bir başarı öyküsü.





      Arda'nın son röportajında çok heyecanlı olduğu gözlendi. Hatta "tahmin edemeyeceğim anlar yaşıyorum" açıklaması yaptı.  Kolay değil!  Figo, Saviola, Larsson, David Villa gibi ünlü isimlerin giydiği “7” numara sırtında olacak Arda'nın. Dünyanın en iyisi olarak gösterilen Messi ile oynayacak, efsane Iniesta'dan pas alacak, Neymar yada Suarez'e servis yapacak, yaklaşık yüz bin kişilik stadı bir çalımla ayağa kaldıracak. 

     Tarihe tanıklık edince yapılanlar kolay gelir. Yıllar geçtikçe değeri daha iyi anlaşılır. Tıpkı Dünya Kupasında üçüncülük, UEFA Kupası-UEFA Süper Kupası şampiyonluğu, UEFA sıralamasında 1.basamakta yer almak, AC Milan teknik direktörlüğü..vb. gibi. O günlerin fotoğraflarını, videolarını, istatistiklerini gördükçe "vay be büyük olay" dediğimiz gibi bir döneme giriyoruz. İnşallah uzun bir döneme hemde. Nasıl Rüştü Reçber'in Barcelona formalı resimlerini görüp "Rüştü, Camp Nou'da maça çıktı!" dediğimiz gibi bir dönem hemde. En son 14 Nisan 2004 tarihinde yani 4284 gün önce Rüştü Reçber, Barcelona forması altında Real Betis karşısında resmi maçta oynamıştı. Aradan geçen uzun dönemde sadece Mesut Özil ve Hamit Altıntop (R.Madrid) bu seviyeye gelebildi. 

    Arda için Espanyol takımı uğurlu. Atletico Madrid kariyerinde ilk lig golünü attığı takım Espanyol olmuştu. Sezonun ilk yarısında 11.12.2011 tarihinde Cornella-El Prat'ta ilk golünü atan Arda Turan sezonun ikinci yarısında uzun süre suskun kalmış ancak eleştirilerin arttığı dönemde 22.04.2012 tarihinde Espanyol karşısında bu kez Vicente Calderon'da iki golle geri dönmüştü. Özellikle attığı ilk gol, Arda'nın İspanya kariyerinin en güzel golü olurken aynı zamanda bugün geldiği noktanın kilometretaşı adımlarından biri olmuştu. Bu maç Arda'nın çok iyi oynadığı ve moralini yeniden topladığı, ismini yeniden duyurdu maç olması nedeniyle çok önemliydi. 







Arda Turan'ın İspanya kariyerinden ufak notlar verelim:

Atletico Madrid forması altında 4 sezon forma giyen Arda Turan hiçbir sezon 40 resmi maçın altına düşmedi. 
1.sezon 45 resmi maç 5 gol
2.sezon 41 resmi maç 5 gol
3.sezon 46 resmi maç 9 gol
4.sezon 46 resmi maç 3 gol 
Toplam 178 resmi maç 22 gol

Arda Turan, Copa Del Rey'de toplam 16 maç oynadı ve 2 gol attı. Bu golleri 2013-14 sezonunda Sant Andreu maçında (4.tur) kaydetmişti. 2012-13 sezonunda ezeli rakiplerinin evinde kupayı kazanan kadronun içinde yer alan Arda Turan, uzatmalara giden maçta önemli katkı sağlamıştı. 

İlginç bilgi Arda Turan kulüp kariyerinde son maçına 17 Mayıs 2015 tarihinde Barcelona'ya karşı çıkmıştı. tarih manidar :)