A Milli Takım önceki gece "mucize" diye tabir edilen bir başarıya imza attı. Euro 2008'deki geri dönüşlere benzer bir dönüşü, bu kez eleme grubu aşamasında uzun vadede gerçekleştirdiler. İlk üç maç sonunda sadece bir puan alan takım, kalan dönemde 18 puan yapmış ve son sıradaki takımın durumuna göre en iyi üçüncü olup Fransa biletini almaya hak kazanmıştı. Hepimiz hikayeyi biliyoruz.
Eleme grubu öncesi fikrim 24 takım katılıyor artık bu turnuvaya da gideriz şeklindeydi ancak ilk üç maç sonunda bir çok kişi gibi bende şansımızın kalmadığını, yapabilirsek üçüncü olup belki play-off üzerinde gidebileceğimizi düşünüyordum. Hatta son iki maça hayli iyi konumda girmemize rağmen İngilizlerin yaptığı bir araştırmaya göre en iyi üçüncü olma olasılığı % 2,7 idi. Evet yüzde iki nokta yedi, iddaa normlarına göre yaklaşık 1'e 37
Fakat bu %2,7'lik oranı Fatih Terim ve ekibi gerçeğe dönüştürdü. Bu teknik ekip, bu oyuncular, bu yönetim başarıyı sağlarken aynı zamanda bir çok maçın sonucu da hatta bana göre fikstür de yardım etti. Örneğin Ukrayna-İspanya maçı İzlanda maçı ile aynı gün aynı saatte denk gelse belki bu kadar risk bile alınmazdı kim bilir. Yada son sırada takım bize biraz uzak olsaydı atıyorum Malta vs. gibi
Fakat herkesin ortak bir noktada buluştuğu şu: En kritik işi Kazakistan yaptı. Kazakistan 2006 Dünya Kupası elemeleri ile UEFA tarafına geçti. Kazak kardeşlerimiz, 2006 Dünya Kupası elemelerinden bu yana 32 deplasman maçında sadece iki kez kazanmıştı. (%6,25) Hatta daha ilginç olanı 2014 Dünya Kupası elemelerinde Faroe Adaları gibi bir rakip karşısında deplasmanda berabere kalmışlardı. Fakat Kazakistan, artık kahraman diyebileceğimiz İslambek Kuat'ın golüyle maçı 1-0 kazandı. Kazak oyuncuların maça çok iyi konsantre olduğu, gol sevincini hatta Kuat'ın maç sonu açıklamalarından anlaşılan yakın devlet Kazakistan, A Milli takıma katkı için bu maça asıldı. -yanlış anlaşılmasın teşvik vs. var imasında bulunuyorum- Hatta Euro 2016 elemelerinde kendi isabetli şut rekorlarını katladılar. (İlk 9 maç isabetli şut ortalaması: 2,2 ve en yüksek değer:5...son maç isabetli şut:8)
Peki bu maçın bu kadar önemli olduğunu nereden öğrendiler ? cevap: Medya
Medya özellikle sosyal medya en iyi üçüncü olma ihtimallerini Hollanda maçının bitişi ile yapmaya başladı. Burada yapılan hesaplara göre ihtimaller yavaş yavaş gerçekleşmeye başlayınca haber ulusal medyada yer almaya başladı. En sonunda sadece Ukrayna-İspanya ve A Milli takımın ihtimalleri kaldığında UEFA resmi sitesinde ve bir çok yabancı medya (maçla ilgisi olsun/olmasın) ihtimalleri yayınladı. Hatta İzlanda maçı öncesi Fatih Terim bile basın toplantısında "en iyi üçüncü" şansını kovalamamız lazım demişti.
Şöyle bir düşünelim medya bunu atlasa, yada çok gündeme gelmese yada maçtan bir gün önce sağda solda ufak ufak çıksa, Kazakistan bu kadar uğraşır mıydı? sanmıyorum. Eleştiri yapıcı yada yıkıcı, sivri yada ince neyse evet insanın canını acıtabilir ama medyaya sürekli tu kaka demekte haksızlık bence. Bana göre medya artık 13.adam
14 Ekim 2015 Çarşamba
11 Eylül 2015 Cuma
FC Porto Süper Lig
Blog yazılarıma uzun zamandır ara vermiştim. Dergiden ayrılınca yeniden karşınızda olacağım.
Transfer döneminin bitmesiyle Süper Lig takımlarının kadroları netleşti. Kadroları araştırırken, transferlere bakarken gözüme ilginç bir nokta takıldı. Porto'nun Dünya çapında transfer başarısı hepimizin haberdar olduğu bir konu. Portekiz ekibinin oyuncu göndermediği hemen hemen bölge yok. Oyuncuları uygun fiyata alıp yüksek fiyata satması nedeniyle genelde "Major Liglere" daha çok satış yapıyorlar. Fakat bu sezon Süper Lig'de de zamanında Porto tedrisatından geçmiş bir çok oyuncu yer alıyor. Hatta bir 11 bile çıkarabildim. Kayserispor takımından Henrique Sereno'yu ise 12.adam olarak tercih ettim.
Hatta geçtiğimiz sezonlarda ayrılan Sinan Bolat, Belluschi, Hugo Almeida, Marc Janko, Daniel Opare'yi katarsak 17'yi bile bulabiliyoruz. Bu sezon bu kadar Porto kökenli oyuncu olmasında Terraneo-Pereira ikilisinin seçimleri etkili tabii ki. Fenerbahçe'nin kadrosunda Porto kökenli 6 oyuncu var: Bruno Alves, Meireles, Diego, Ba, Fabiano ve Josef de Souza. İlk beş oyuncu biliniyor olabilir belki Diego bilinmiyordur yeni nesil tarafından ama sambacı kariyer zirvesi yaptığı Werder Bremen öncesi iki sezon (2004-05 ve 2005-06) Porto'da oynamıştı. Esas şaşırılan isim ise Josef de Souza. Brezilyalı oyuncu Porto'da Villas-Boas (2010-11) ve şimdiki hoca Vitor Pereira (2011-12) döneminde Porto'da görev almıştı. Hatta Villas-Boas döneminde UEFA Avrupa Ligi'ni kazanan takımda hatrı sayılır süre almış ve bir gol katkısı vermişti.
Transfer döneminin bitmesiyle Süper Lig takımlarının kadroları netleşti. Kadroları araştırırken, transferlere bakarken gözüme ilginç bir nokta takıldı. Porto'nun Dünya çapında transfer başarısı hepimizin haberdar olduğu bir konu. Portekiz ekibinin oyuncu göndermediği hemen hemen bölge yok. Oyuncuları uygun fiyata alıp yüksek fiyata satması nedeniyle genelde "Major Liglere" daha çok satış yapıyorlar. Fakat bu sezon Süper Lig'de de zamanında Porto tedrisatından geçmiş bir çok oyuncu yer alıyor. Hatta bir 11 bile çıkarabildim. Kayserispor takımından Henrique Sereno'yu ise 12.adam olarak tercih ettim.
Hatta geçtiğimiz sezonlarda ayrılan Sinan Bolat, Belluschi, Hugo Almeida, Marc Janko, Daniel Opare'yi katarsak 17'yi bile bulabiliyoruz. Bu sezon bu kadar Porto kökenli oyuncu olmasında Terraneo-Pereira ikilisinin seçimleri etkili tabii ki. Fenerbahçe'nin kadrosunda Porto kökenli 6 oyuncu var: Bruno Alves, Meireles, Diego, Ba, Fabiano ve Josef de Souza. İlk beş oyuncu biliniyor olabilir belki Diego bilinmiyordur yeni nesil tarafından ama sambacı kariyer zirvesi yaptığı Werder Bremen öncesi iki sezon (2004-05 ve 2005-06) Porto'da oynamıştı. Esas şaşırılan isim ise Josef de Souza. Brezilyalı oyuncu Porto'da Villas-Boas (2010-11) ve şimdiki hoca Vitor Pereira (2011-12) döneminde Porto'da görev almıştı. Hatta Villas-Boas döneminde UEFA Avrupa Ligi'ni kazanan takımda hatrı sayılır süre almış ve bir gol katkısı vermişti.
Fenerbahçeli oyuncular dışında Ricardo Quaresma'yı anlatmaya gerek yok heralde. İki farklı dönemde takımın efsanelerinden biri olan Quaresma yeniden çıkışını yine Porto'da yapıp Beşiktaş'a geldi. Kasımpaşa'da üç sezondur oynayan Andre Castro ve Bursasporlu ofansif orta saha Josue kaliteleri ile neden Porto squadlarına takıldıklarını gösterdiler. Keza bu ikiliye Djalma Campos'u da katabiliriz. Bu sezon Gençlerbirliği forması giyecek olan kanat-forvet, Torku Konyaspor ve Kasımpaşa formaları altında 11 gol 13 asistlik katkı verdi.
Kadronun en önemli parçalarından biri ise Bosingwa. Sakatlığı nedeniyle sezonun ilk yarısında oynayamayacak olan sağ kanat savunucusu, 2003-08 arasında Porto'da başarıdan başarıya koşmuştu. Jose Mourinho ile Şampiyonlar Ligi şampiyonu olan kadroda da yer alan dört kez Portekiz Ligi, bir Portekiz kupası ve üç kez Portekiz Süper kupasını kazanan Bosingwa ardından Chelsea'ye geçmişti.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)