26 Şubat 2013 Salı

Aykut Hoca Maç Sayısı Derdinde Haklı Mı?

Fenerbahçe TV'de yayınlanan "Teknik Analiz" programında Aykut Kocaman bu sezon başında beri Fenerbahçe'nin 43 resmi maça çıktığını söyledi. Şubat sonu-Mart başı 43 maçın normalin çok üstünde olduğunu özellikle Süper Lig takımlarının sezonu 40-45 maç civarından bitirdiğinden bahsetti. Ağustos 2012 tarihinden beri 23 Süper Lig, 7 Ziraat Türkiye kupası, 1 TFF Süper Kupa, 12 Avrupa kupası toplam 43 resmi maç yapan Fenerbahçe sezon sonu en kötü ihtimalle 59 maç yapmış olacak.
Fenerbahçe'nin Süper Lig'de bu alanda rakibi yok. En yakın takımlar Galatasaray ve Trabzonspor. Schalke 04 engelini aşamazsa Galatasaray sezon sonu 45 maç yapmış olacak. Trabzonspor ise 2 Avrupa kupası maçı oynadı ve Ziraat Türkiye kupasında gruptan çıkarsa 45-50 maç arasını görecek, çıkamazsa 44 maçta kalacak. Avrupa kupalarına katılmayan, Ziraat Türkiye kupasında da grupları görmeyen ortalama bir Süper Lig takımının resmi maç sayısı 36-37 arasında değişmekte. Fenerbahçe sezon sonunda ortalama Süper Lig takımlarına oranla yarım sezon daha (1.5 katı) fazla oynamış olacak. Kabaca anlatırsak örneğin Karabükspor 2012-13 sezonunu bitirirken Fenerbahçe 2013-14 sezonunda ilk yarıyı tamamlamış olacak. Dolayısıyla eleştiri yaparken Aykut Kocaman ve ekibine de hak vermek lazım. Hasan Ali Kaldırım rotasyonu mesela çok tartışılmıştı. Hasan Ali 43 maçın 34 tanesinde oynamış yani sezonu tamamlamış durumda. Dinlenmesi ve Ziegler ile maçları paylaşması çok normal. Kuyt ve Cristian 39, Sow ise 38 maçı geride bırakmış durumda.
Gelelim Avrupa liglerine. Fenerbahçe 59-60 maç civarında sezonu tamamlarken Avrupa'nın dev kulüpleri neler yapıyor? Barcelona bu sezon 42 resmi maç yapmış. Sezon sonunda AC Milan serisini geçemezse 54 maç yapmış olacak. Real Madrid tarafında ise durum aynı, 42 resmi maçı var. Sezon sonunda Manchester United'ı geçemezse 55 maçı olacak. Real Madrid Şampiyonlar Ligi'nde bu sezon finale kadar giderse sezon sonunda oynayacağı maç sayısı ise 60 olacak. Bugün oynanacak maçla 42 maça ulaşan bir başka takım Atletico Madrid olacak. Avrupa takımları içinde rekor ise 47 maçla (bu akşamki maçla 48 olacak) Chelsea takımında.  Sezon başında oynanan UEFA Süper Kupa maçı ve Community Shield maçları dışında FIFA Dünya Kulüpler kupası, Şampiyonlar Ligi Grup, Uefa Avrupa Ligi 2.tur, FA Cup 5.tur (halen devam ediyor), Lig kupasında yarı final oynayan Chelsea Premier Lig'de ise 27 maç yaptı. Chelsea şimdiden sezon sonu 61 maça ulaşmış olacak. İskoçya'da kupa fazlalığından ve Şampiyonlar Ligi gruplarından çıkması sebebiyle Celtic takımı da 45 maç yapmış durumda. İngiliz ekiplerinden Liverpool 43 maç, Arsenal 41 maç, Manchester United 40 maç, Manchester City 38 maç yaptı. Almanya'da kupanın tek maçlı oynanması ve 18 takımlı lig olması sebebiyle maç sayıları düşük. Bayern Münih geride kalan dönemde 35 maç (bu akşamki maç dahil) yaptı, benzer durum B.Dortmund içinde geçerli. İtalya'da Inter 41 maç, Lazio 40 maç, Juventus 38 maç, AC Milan 35 maç yapmış durumda. Fransa'da ise Bordeaux (bu akşamki maçla) 40 maça ulaşacak. 



Avrupa'nın önde gelen liglerine ve takımlarına bakınca, Süper Lig ekiplerinin durumunu görünce ve potansiyel maçları gözönünde bulundurunca sezon sonunda Fenerbahçe'nin Avrupa'nın 2012-13 sezonunda en çok resmi maç yapan ilk 3 takımı arasında olma ihtimali çok yüksek. Şimdiden 59 maçı garantileyen Ziraat Türkiye kupasında finali, UEFA Avrupa Ligi maçlarında en az çeyrek finali görmesi halinde 60'ın üzerine çıkacak olan Fenerbahçe için kadro rotasyonu olmazsa olmaz. Aykut Hoca haklı.

25 Şubat 2013 Pazartesi

23.Hafta Panorama

Süper Lig'in 22.Haftası sonunda ligin rayına oturmaya başladığını yazmıştık, 23.haftada zirve iyice şekillendi. Geçen hafta üç büyüklerin ilk 3 sıradaki yerlerini aldığı lig'de bu hafta iyice fark açıldı. Bursaspor, M.P.Antalyaspor, Eskişehirspor ve Kasımpaşa puan kaybederken dört büyükler aynı anda kazandı. İlk 3 sıra ile 4.sıradaki takım arasında 5 puan fark oldu. Fenerbahçe ve Galatasaray geride gelip kazanırken, Beşiktaş ve Trabzonspor çok kritik iki deplasman galibiyeti aldı. Sonuç itibariyle şampiyonluk yarışı şekillenmeye başladı.
Alt sıralardaki ateş ise yeniden yandı. Ligin 2.yarısına etkili giren S.B.Elazığspor ve Akhisar Belediyespor 23.haftada kritik 3 puanları ceplerine koydu. Bu sonuçlarla Orduspor ve İ.B.Belediyespor sıkıntıyı hissetmeye başladı. Bülent Uygun ile 3 haftada 7 puan alan Gaziantepspor bir nebze olsun nefes alırken Kayserispor son 5 haftada 13 puan alıp 8.sıraya çıktı. Devre arasını iyi geçiren Kayserispor teknik direktör Prosinecki yönetiminde ligi üst sıralarda bitirecektir. Geçen hafta olduğu gibi hakemlerin çok konuşulduğu bir hafta oldu. Süper Lig tecrübesi az olan hakemlerin özellikle büyük takımların maçlarına atandığı hafta başlamadan korkmama neden olmuştu. Korkularımda haklı olduğumu maçları izledikçe gördüm. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş maçında kontrolü kaybeden üç genç hakem yanında Cüneyt Çakır da sonuçlara etki eden hatalar yaptı. Süper Lig'in 23.haftası hakemlerin en çok penaltı kararı verdiği ( 6 kez ) hafta olarak kayıtlara geçti. Sivasspor maçında verilmeyen, Fenerbahçe ve Galatasaray maçında verilen/verilmeyen penaltı pozisyonları, Gaziantepspor-Bursaspor maçındaki kırmızı kart pozisyonları ve genel hakem kararları çok tartışıldı.
HAFTANIN OYUNCUSU: BURAK YILMAZ (GALATASARAY)
Orduspor karşısında 2-0 geriye düşen Galatasaray umut ışığını Sneijder ile buldu. Farkı 1'e indiren Galatasaray takımında sahneye son maçların formda oyuncusu Burak Yılmaz çıktı. Önce takipçiliği sayesinde beraberliği ardından Drogba vari kafa golüyle takımını önegeçiren Burak son golünde pasını verip şovunu tamamladı.
HAFTANIN TAKIMI: GALATASARAY
Zeminin çok kötü olduğu, Schalke 04 maçı sonrası yorgunluğun olduğu, üstüne üstünlük zorunluluk ve ihtiyaçtan rotasyona gidildiği maçta bir de 2-0 geriye düşen Galatasaray 2.yarıda adeta yeniden doğdu. Tüm negatif etkenlere rağmen üst üste goller bulan Galatasaray sezonun en kritik galibiyetini aldı.
HAFTANIN GOLÜ: ERKAN ZENGİN (ESKİŞEHİRSPOR)
İ.B.Belediyespor karşısında 10 kişi kalan Eskişehirspor kanat oyuncusu Erkan Zengin ile mükemmel bir gole imza attı. Sol taraf topu alan Erkan rakibine feyk attıktan sonra yaklaşık 30 metreden sert ve düzgün vurup takımını öne geçirmeyi başardı.

18 Şubat 2013 Pazartesi

22.Hafta Panorama

22.Hafta sonunda lig rayına oturmaya başladı. Geride kalan sezonlarda olduğu gibi Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş ilk 3 sırada yerlerini aldı. Galatasaray en yakın rakibi Fenerbahçe'ye 6 puan fark yaptı ve bu sezon lider ile 2.sırada yer alan takım arasındaki en büyük fark yaşandı. Galatasaray için son 2 haftada alınan 6 puan altın değerindeydi. Takipçilerinden M.P.Antalyaspor'u geçtikten sonra sonuncu Akhisar Belediyespor karşısında Şampiyonlar Ligi maçı öncesi kayıp yaşanabilirdi. Fakat sahneye doktor çıktı. Galatasaray'ın ihtiyacı olduğu anda sahneye çıkan Drogba (lakaplarından Dr.ogba) Burak ile yaptığı işbirliği sonucu 3 puanı Galatasaray'a getirdi. Üst üste maç kazanmanın zor olduğu sezonda Galatasaray böylece farkı açıp Şampiyonlar Ligi serisinde kredi kazandı. Fenerbahçe ise geçen hafta Mersin'de başlayan bu hafta Trabzon'da biten deplasman serisinden şahane ayrıldı. Mersin deplasmanında 1-0 kazandıktan sonra Bate Borisov karşısında nerdeyse 90 dakika 10 kişi oynayıp avantajlı skor alındı. Hem hava şartları hem yorgunluk hem de üstüne üstlük 10 kişi maçı tamamlama gibi türlü zafiyetleri olan Fenerbahçe deplasmanda Trabzonspor'u 3-0 yenerek gövde gösterisi yaptı. Emre Belözoğlu'nun önderliğinde Fenerbahçe kadro derinliğinin ve büyük maçlarda/yüksek tansiyonda iyi oynama silahlarını kullanmaya başladı. Trabzonspor ise aldığı mağlubiyetle tarihinin en kötü sezonuna ulaştı. Trabzonspor 22 haftada 27 puanla 12.sırada kalırken 2.yarının en başarısız takımı da oldu ve dibe vurdu. Beşiktaş ise son haftalarda sıkça yaptığı gibi önde geçtiği maçı kazanamadı. Beşiktaş böylece zirve takibinde gerilemeye başladı.
Alt sıralardaki ateş çabuk söndü. Ligin 2.yarısına etkili giren S.B.Elazığspor, Mersin İdman Yurdu ve Akhisar Belediyespor 22.haftada aynı anda kaybetti. Tahmin edildiği gibi 2.yarının başındaki heyecanlarını kaybettiler. Ligin boyu kısaldıkça maç kazanmaları, puan almaları zorlaşacak. İlerleyen haftalarda alt sıralarda şekillenecektir. Bülent Uygun ile 2 haftada 4 puan alan Gaziantepspor bir nebze olsun nefes alırken zor fikstürden çıktı. Şanslarını artırdılar. Devreye küme düşme sıralarında giren Kayserispor son 4 haftada 10 puan alıp orta sıralara çıktı. Kamp dönemini iyi geçiren ve nokta transferler yapan Kayserispor teknik direktör Prosinecki yönetiminde ligi ilk 8 arasında bitirecektir. Kasımpaşa ihtiyacı olduğu 3 puanı alırken Bursaspor sahasında tamam mı? devam mı? maçına çıktı. Hikmet Karaman ile deplasmanda geçen hafta 3-0 kazanan Bursaspor bu galibiyeti anlamlandırmak için S.B.Elazığspor'u yenmek zorundaydı ve galibiyeti aldı. Bu sonuçla Bursaspor 4.sıraya yükseldi. Kadrosu iyi olan, camiası ve tribün desteği bulunan Bursaspor zirve takibine devam edecektir. Eskişehirspor'un gol problemi devam ediyor. İlk yarıyı 1,88 gol ortalaması ile bitiren Eskişehirspor 2.yarıda 5 maçta 4 gol (0,80 ortalama) atabildi. Kamara ve Necati formsuz. Gençlerbirliği dengesiz performansına devam ediyor. Geçen hafta sahasında kaybeden Ankara ekibi bu haftada sahasında farklı kazandı. Orduspor ile İ.B.Belediyespor oldukça keyifli maçta 2-2 berabere kaldı. Bu sonuçtan iki takımda mutlu olmadı. Gelecek haftalarda dikkat etmeleri gerekeçek. Hakem hatalarının damga vurduğu haftalardan birini daha geride bıraktık. Lig şekillenmeye başladı ama istikrar yok!
HAFTANIN OYUNCUSU: SEFA YILMAZ (KAYSERİSPOR)
Kayserispor deplamanda Eskişehirspor'u yenerken Sefa Yılmaz adeta trenin lokomotifi oldu. İlk golde asist yapan Sefa Yılmaz takımının son 2 golünde ise net vuruşları ile galibiyeti getirdi. Maç boyunca etkili oynayan Kayserispor takımında en dikkat çeken oyuncu olan Sefa bu sezon 6 gol kaydetti. HAFTANIN TAKIMI: FENERBAHÇE
Teknik adam değişikliğine giden ve Fenerbahçe maçını hedef maç seçen Trabzonspor'u hem de iki ağır deplasman maçının üzerinde farklı yenmek gerçekten takdir edilecek bir durumdu. Savunmasından hücumuna herkes görevini eksiksiz yapınca Fenerbahçe flaş bir galibiyet aldı. Trabzonspor deplasmanında son 11 maçında 8 kez kazanan Fenerbahçe başarılı istatistiğini devam ettirmiş oldu. Cristian ise Avni Aker stadında son 3 maçında 3 gol atarken yine sahanın en iyilerinden biriydi. HAFTANIN GOLÜ: DROGBA (GALATASARAY)
Yaşının 35 olması ve Çin ligine gitmesi nedeniyle oynamadan eleştirilen Drogba, Akhisar maçında meslektaşlarının atmayacağı bir gol attı. Sağ kanattan Burak Yılmaz'ın yumuşak ortasına iki oyuncunun arasından yükselip dengesiz pozisyondan mükemmel vuran Drogba kalecinin uzanamayacağı yerden golü attı. Oyuna sadece 5 dakika önce giren Drogba böylece sezonun kalan zamanında neler yapabileceği hakkında tüm futbol camiasına fikir vermiş oldu.

15 Şubat 2013 Cuma

Fenerbahçe'nin Önü Açılıyor‏

Fenerbahçe dün akşam deplasmanda Bate Borisov ile 0-0 berabere kaldı ve son 16 turu için umutlandı. Sahasında oynayacağı maçı istenilen sonuçla bitirirse Fenerbahçe'nin önü açılacak. Son 32 turunda ilk maçlar sonundan bir çok favori zor duruma düştü. Özellikle Fenerbahçe'nin sonraki turda direkt rakibi Napoli sahasında V.Plzen'e 3-0 kaybedip tur şansını çok aza indirdi. Benzer durum geçen sezonun şampiyonu Atletico Madrid için de geçerli. Sahasında Gökdenizli Rubin Kazan'a 2-0 kaybeden Madrid ekibi elenmek üzere. Kupanın favorilerinden Inter ile Tottenham ise ilk maçlarda avantajlı sonuçlar elde ettiler ancak son 16 turunda birbirleriyle eşlecekler ve o seriden sadece 1 tanesi çeyrek finale kalacak. İngiliz ekiplerinden Newcastle sahasında Metalist Kharkiv'i yenemedi ve deplasmanda kötü iklim şartlarında turu geçmesi zor olacak. Liverpool deplasmanda iyi de oynadığı maçta Zenit karşısında 2-0 kaybetti ve turu geçme şansını zora soktu. Kağıt üstünde kupanın favorisi diyeceğimiz takımlardan Benfica, Chelsea, Zenit, Inter veya Tottenham ilk maçlar sonunda avantajlı. Fenerbahçe çok ciddiye alıp Bate ve V.Plzen turlarını geçerse kendini yarı final hafta finale taşıyabilir neden olmasın.
Son 16 Turu eşleşmeleri
Napoli-Plzen (0-3) / BATE-Fenerbahçe (0-0) Tahmini çeyrek finalist: Fenerbahçe
Leverkusen-Benfica (0-1) / Dinamo Kiev-Bordeaux (1-1) Tahmini çeyrek finalist: Benfica
Anzhi-Hannover (3-1) / Newcastle-Metalist (0-0) Tahmini çeyrek finalist: Anzhi
Stuttgart-Genk (1-1) / Mönchengladbach-Lazio (3-3) Tahmini çeyrek finalist: Lazio
Tottenham-Lyon (2-1) / Inter-Cluj (2-0) Tahmini çeyrek finalist: Tottenham
Levante-Olympiakos (3-0) / Atletico Madrid-Rubin (0-2) Tahmini çeyrek finalist: Rubin Kazan
Basel-Dnipro (2-0) / Zenit-Liverpool (2-0) Tahmini çeyrek finalist: Zenit
Ajax-Steaua Bükreş (2-0) / Spartak Prag-Chelsea (0-1) Tahmini çeyrek finalist: Chelsea
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Tahmini çeyrek finalist: Fenerbahçe (41.300)
Tahmini çeyrek finalist: Benfica (87.069)
Tahmini çeyrek finalist: Anzhi (9.566)
Tahmini çeyrek finalist: Lazio (29.996)
Tahmini çeyrek finalist: Tottenham (66.882)
Tahmini çeyrek finalist: Rubin Kazan (40.566)
Tahmini çeyrek finalist: Zenit (79.066)
Tahmini çeyrek finalist: Chelsea (135.882)
Takımların yanında yazan değerler, 2012-13 sezonunda grup kuraları çekilirken sahip oldukları Uefa puanlarıdır. Fenerbahçe bu haliyle olası kura çekiminde seri başı olma şansını yitiriyor ancak seri başı sistemi olmazsa 7 farklı rakibinin hepsi ile eşleşebilir. Bu takımların içinde bence Benfica, Chelsea ve Zenit dışındaki tüm rakiplere karşı Fenerbahçe'nin şansı iyi. Dolayısıyla en azından bir yarı final neden olmasın.

5 Şubat 2013 Salı

5 Şubat Bereketi: Hagi, CR7, Neymar, Fernandes,...

5 Şubat tarihi futbolseverler için özel seçilmiş bir gün sanırım. Çünkü bu tarihte doğan öyle müthiş oyuncular var ki rekorların, kupaların, başarıların peşinde koşan yıldızlar hep bugün doğmuş. Real Madrid ve Portekiz'in yıldızı Cristiano Ronaldo, Galatasaray'ın efsanesi Hagi, City'nin yaramaz çocuğu Tevez, Brezilya'nın yeni yıldızı Neymar, Beşiktaş'ın günümüzdeki yıldızı Manuel Fernandes, Hollanda'nın önemli sol kanat oyuncularından Giovanni Van Bronchorst, Hırvat Milli takımının savunma direği Corluka ve Inter'in Arjantinli golcüsü Palacio. Saymakla bitmez bu yıldızlara bakınca ümitlenip yerli isimlere baktım ancak Altan Aksoy dışında bu yıldızlara benzeyecek oyuncu çıkmadı :)
5 Şubat 1965 Gheorghe Hagi (S.Bükreş&R.Madrid&Barcelona&Galatasaray&Romanya)
5 Şubat 1985 Cristiano Ronaldo (S.Lizbon&Manchester United&Real Madrid&Portekiz)
5 Şubat 1984 Carlos Tevez (Boca Juniors&Corinthians&M.United&M.City&Arjantin)
5 Şuba 1992 Neymar da Silva (Santos&Brezilya)
5 Şubat 1986 Manuel Fernandes (Benfica&Valencia&Beşiktaş&Portekiz)
5 Şubat 1975 Giovanni Van Bronchorst (Feyenoord&G.Rangers&Arsenal%Barcelona&Hollanda)
5 Şubat 1982 Rodrigo Palacio (Boca Juniors&Genoa&Inter&Arjantin)
5 Şubat 1986 Vedran Corluka (M.City&Tottenham&Hırvatistan)
Ülkemizden örnekler:
5 Şubat 1976 Altan Aksoy (Ç.Rizespor&Galatasaray)
5 Şubat 1979 İlhan Ummak (Sivasspor&Elazığspor)
5 Şubat 1983 Mehmet Çoğum (G.Antepspor&Denizlispor&Ankaragücü)
5 Şubat 1988 Fırat Kocaoğlu (Galatasaray&Kasımpaşa&Ç.Rizespor)
5 Şubat 1989 Burak Çalık (Altay&Samsunspor&Adanaspor)

4 Şubat 2013 Pazartesi

20.Hafta Panorama

Süper Lig'in 20.haftası geride kalırken sezonun geride kalan bölümünde yaşananların benzerleri yaşandı. Dört büyüklerden sadece Trabzonspor yeni teknik direktörü Tolunay Kafkas motivasyonuyla kazanırken Beşiktaş evinde Karabükspor ile 2-2 berabere, Galatasaray deplasmanda Bursaspor ile berabere kaldı. Fenerbahçe ise geleneği bozmadı ve ezeli rakibinin puan kaybettiği haftada farkı kapatma imkanını yine kullanamadı ve Sivasspor'a sahasında kaybetti. Süper Lig'de bu sezon dört büyüklerin sadece 4.haftada aynı anda kazandığını ve lig tarihinin puan kaybetme rekorlarını kırdıklarını söylesem yeterli olur sanırım.
Ligin dibinde ise hareketlenme devam ediyor. Devre arasına son 3 sırada giren Akhisar Belediyespor, Mersin İdman Yurdu ve Sanica Boru Elazığspor takımlarından Mersin İdman Yurdu ve Sanica Boru Elazığspor son 3 haftada 5 puan topladı. Sanica Boru Elazığspor çok zor fikstürüne rağmen Trabzonspor karşısında 3 puan, deplasmanda Fenerbahçe Kasımpaşa karşısında 1'er puan aldı. Mersin İdman Yurdu ise Orduspor ve Eskişehirspor deplasmanlarından 1 puan alırken sahasında Sivasspor'u net bir sonuçla mağlup etti. Akhisar Belediyespor ise 2.yarıda çok kritik puanlar yitirdi. Sahasında 1-0 önde olduğu Eskişehirspor maçında son dakikalarda gol yiyip 2 puan yitiren Akhisar 19.haftada Gençlerbirliği maçını net fırsatları varken kaybetti, bu haftada Kayserispor karşısında 1-0 öndeyken maçı yitirdi. Böyle devam ederlerse işleri zor olacak. Kayserispor ise son 2 haftada aldığı 6 puanla 13.sıraya kadar yükseldi.
Ertuğrul Sağlam gibi bir efsanenin ayrılmasından sonra nasıl bir tepki vereceği belli olmayan Bursaspor sezonun en başarılı futbollarından birini oynayıp Galatasaray karşısında galibiyeti kaçırdı. Maç sonunda geçici teknik adam Ersel Uzgur'un açıklamaları ise futbolumuzun geldiği noktayı göstermekteydi. Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor'u deplasmanda devirdikten sonra Beşiktaş maçını da kazanıp lig tarihine geçmek isteyen Karabükspor 2-0 geriye düşmesine rağmen Lualua önderliğinde beraberliği yakalamayı başardı ancak rekoru kaçırdı. M.P.Antalyaspor ise kötü başladığı 2013 yılında ilk lig galibiyetini alıp üst sıralarda tutunmaya devam etti.
HAFTANIN OYUNCUSU: VANJA IVESA(S.B.ELAZIĞSPOR)
Kasımpaşa deplasmanında 1 puan alan Sanica Boru Elazığspor'un en başarılı ismi kaleci Vanja Ivesa oldu. Sahasında etkili oynayan Kasımpaşa 10 isabetli şut atarken penaltı dahil 5-6 net pozisyonu savuşturan Ivesa ülkemize geldiğinden beri en başarılı performansını sergiledi.
HAFTANIN TAKIMI: TRABZONSPOR
Şenol Güneş'in ayrılmasından sonra göreve gelen Tolunay Kafkas takımın çehresini tamamen değiştirdi. Sezon başından beri oynayamayan Cech sol bekte, sol bek Emerson stoperde, kadroya giremeyen Colman ilk 11'de Serkan Balcı orta sahanın ortasında oynarken benzer özellikli 3 oyuncu Alanzinho-Adrian-Olcan sürekli değişerek görev yaptı. Halil Altıntop'un bu üçlüye ayak uydurması ile Trabzonspor sezonun en efektik ve en akışkan futbolunu oynadı. Onur'un maç başında yaptığı 2 kurtarışla geriye düşmeyen Trabzonspor kalan zamanda sahanın tek hakimi oldu ve net bir galibiyet aldı.
HAFTANIN GOLÜ: UMBIDES (ORDUSPOR)
Sadece haftanın değil aynı zamanda sezonun en kaydadeğer gollerinden birini Ordusporlu Umbides kaydetti. Arjantinli oyuncu Gençlerbirliği maçında sağ kanattan rakip sahaya geçip bekletmeden kaleyi denedi ve önde olan Ramazan'ın üzerinden golü attı. Gençlerbirliği kalecisi Ramazan ise ilginçtir geçen sezon yılın golünü Stoch'tan yemişti bu sezonda belki de sezonun golünü yemiş oldu.

2 Şubat 2013 Cumartesi

Terim'in 4-4-2'si

Geçen sezonun 12.haftasında Fatih Terim tarihi bir hamle yapmış ve 4-4-2'ye dönmüştü. Baros-Elmander çift forvet maça başlamış orta sahayı Kazım-Selçuk-Engin-Riera şeklinde kurmuş ve Sivasspor'u 2-1 yenmişti. Terim o maçın ardından çift forvetli sisteminden vazgeçmedi. Sayın Uğur Meleke'nin deyimiyle "savunmacı santrafor" Elmander'in iki yönlü çalışması, Selçuk-Melo'nun hücuma büyük katkısı ve devre arasında takıma katılan Necati'nin golleri ile şampiyonluk gelmişti.
Yeni sezona 6 forvet ile başlayan Terim bu oyunculardan Baros'u defterden sildi. Süper kupa maçından sonra Necati'yi gönderen Terim 20 haftada 4 forvetini de 4 farklı şekilde kullandı. Her maça hücum hattıyla çıkan Terim istikrarı sağlayamadı. Sezon başına kiralanan Umut'un tahminlerin üstünde başlangıcı, geçen sezonun gol kralı Burak Yılmaz'ın özellikle Şampiyonlar Ligi performansı her maç ibreyi değiştirdi. Terim geride kalan 20 haftada 9 kez Umut-Burak, 7 kez Elmander-Umut, 3 kez Burak-Elmander, 1 kez Burak-Sercan forvet hattıyla çıktı. Burak-Sercan tercihi özel durumdu. Şampiyonlar Ligi dönüşü görece uygun rakip Akhisar Belediyespor karşısına Burak ve Sercan ile çıkan Terim sahadan 3-0 galip ayrılırken golleri bu ikili kaydetmişti. Terim seçimleri içinde en başarılısı Elmander-Umut ikilisi oldu. Bursaspor maçı dahil 7 kez ilk 11'de başlayan ikili ile Galatasaray yenilgi yüzü görmedi 5 kez kazanıp 2 kez berbaere kaldı ve 2,43 puan ortalaması yakaladı. 9 kez oynayan Umut-Burak ikilisi ise 4 galibiyet 4 beraberlik 1 yenilgi aldı ve 1,78 puan ortalamasında kaldı. En kötü tercih ise Elmander-Burak oldu. İkilinin oynadığı 3 maçta Galatasaray sadece 1 puan topladı.
Burak 2 Maçtır Oynamıyor, Drogba Gelince Ne Olacak?
Beşiktaş ile oynanan derbi maç ve Bursaspor ile deplasmanda oynanan maç teknik olarak Umut-Elmander çiftinin oynamasına uygun maçlar. Her iki karşılaşma da mücadelesi, fizik gücü, tansiyonu yüksek maçlar. Dolayısıyla iki maçta da Terim doğal çifti oynattı. Fakat ilginç olan 2 maçta da Burak Yılmaz oyuna sonradan bile girmedi. Türk futbol tarihinin Şampiyonlar Ligi gruplarında en çok gol atan oyuncusu, turnuvanın en değerli oyuncusu gibi sıradışı sıfatları kazandığı sezonda 2 maç üst üste kulübede kalmak normal değil. Bursaspor maçının son 25 dakikasında 4-3-3 sistemine dönmesine rağmen sağ kanatta oynamış olan Burak Yılmaz yerine Aydın Yılmaz'ı tercihi de ilginç. İşin ilginç yanı 3 forvetin çok gerisinde kalan Sercan'ın gidip yerine "Dünya markası" Drogba'nın gelmesi. Terim kalan 14 lig maçı ve Şampiyonlar Ligi mücadelelerinde hangi forvet hattıyla çıkacak gerçekten kestirmek zor. Hatta hatta 4-4-2 sisteminden dönecek mi? onu bile bilmiyoruz. Wesley Sneijder'in form tutması ile 4-2-3-1, 4-3-1-2 ve varyantlarını da deneyebilir Terim. Fakat ne karar verirse versin Burak-Umut-Elmander üçlüsünün maç sayısı düşecek.

1 Şubat 2013 Cuma

Drogbagiller ( Faal 34 Yaş ve Üstü Golcüler )

Galatasaray ara transfer döneminin en flaş takımı oldu. Sneijder transferinin ardından "kremanın kreması" Drogba transfer edildi. Chelsea ile daha 6-7 ay önce Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu yaşayan ve maçın adamı seçilen Drogba 1978 doğumlu. Mart ayında 35 yaşını doldurmuş olacak. Drogba sezonun ilk yarısında oynadığı Shanghai Shenhua takımında 11 gol kaydetti. Afrika Uluslar Kupasında Fildişi Sahilleri ile 3 maçta 1 gol atan Drogba halen formda. Avrupa'nın önde gelen liglerinde halen Drogba'nın yaşıtı golcüler forma giyiyor. Özellikle İtalya liginde birçok efsane halen takımlarını sırtlıyor. Avrupa kupalarında, Milli takım maçlarında, Lig maçlarında, kupa maçlarında gol atıyor attırıyorlar. İşte örnekler:
Claudio Pizarro (03.10.1978 – Bayern Münih)
Bu sezon 10 Lig, 4 Şampiyonlar Ligi, 2 Almanya Kupası toplam 16 maçta çıkan Pizarro 6 gol attı arkadaşlarına 3 asist yaptı. Lig’de gol atamadı ama Şampiyonlar Liginde 3 gol kaydetti. Bundesliga tarihinin en çok gol atan yabancı oyuncusu ünvanına sahip.
Francesco Totti (27.09.1976 – AS Roma )
Efsane oyuncu Francesco Totti bu sezon 21 lig 1 kupa toplamda 22 resmi maça çıktı ve 8 gol atıp 10 asist yaptı. Totti İtalya tarihinin en golcü 3.oyuncusu konumunda bulunurken 20 maçla takımının bu sezon en çok oynayan iki oyuncusu arasında yer aldı.
Antonio Di Natale ( 13.10.1977 – Udinese )
Udinese’nin efsanesi Antonio Di Natale 30 yaşından sonra çoşan bir oyuncu. Sıradışı performansı 2004-05 sezonundan sonra başlayan Di Natale son 9 yılda 176 gol atarken ilk 8 sezonunda ise sadece 73 gol ( alt lig maçları dahil) atmıştı. Di Natale bu sezon 28 resmi maçta 17 gol 4 asist yaptı ve takımını yine sırtladı. Di Natale bu sezon Serie A'da attığı 14 golle gol krallığı sıralamasında 3.basamakta yer alıyor.
Miroslav Klose ( 09.06.1978 – Lazio )
Almanların efsanesi Miroslav Klose gözünü 2014 Dünya Kupasına dikti. Dünya Kupası tarihinin en golcü üç oyuncusundan biri olan Klose formunu koruyup Brezilya’da olmak ve atacağı 2 golle rekorun tek sahibi olmak istiyor. Klose bu sezon 28 resmi maç (Milli takım maçları dahil) oynadı 14 gol attı 4 asist yaptı. Klose, Almanya'nın 2014 Dünya Kupası elemelerinde oynadığı 4 maçta da oynadı ve 3 gol attı.
Michael Owen (14.12.1979 - Stoke City)
İngilizlerin efsanelerinde Michael Owen halen aktif futbol yaşamını sürdürüyor. Stoke City forması giyen Michael Owen bu sezon Premier Lig'de 5 maça çıktı ve 1 gol kaydetti. Owen ayrıca FA Cup'ta 1 maçta forma giydi. Owen hiçbir maçta ilk 11'de forma giymezken teknik direktörü Pulis ilk 11 için daha fazla çalışması gerekiyor demişti.
Raul Gonzalez (27.06.1977 - Al Sadd)
İspanyolların efsanelerinden 35 yaşındaki Raul yıllarca rekorları alt üst ettiği Real Madrid takımından sürpriz bir şekilde Schalke 04'e Almanya'ya gelmişti. Raul 2010-2012 yılları arasında Schalke 04 takımında klasını konuşturmuş ve 2 sezonda 40 gol kaydetmişti. Raul ilk sezonunda Şampiyonlar Ligi maçlarında ise 5 gol kaydetmişti. Daha sonra Al Sadd takımına geçen Raul 12 maçta 5 gol kaydetti.
Thierry Henry (17.08.1977 - New York Red Bull)
Bir başka efsane 34 yaşındaki Henry, Arsenal ve Barcelona ile kariyerinin zirvesine çıktıktan sonra New York'a transfer oldu. MLS fikstürünün uygunluğu ile geçen sezon kısa bir süre Arsenal'e geride dönen Henry 4 maçta oynayıp golünü de atmıştı. Arsenal tarihinin en çok gol atan oyuncusu olan Henry 3 sezonda New York Red Bull formasıyla 62 maçta 31 gol kaydetti.
***Oyun bölgesi olarak Drogba ile aynı olmasa da performans olarak takımını sırtlayan yüksek profilli yaşı ilerlemiş oyuncular var: 1978 doğumlu Lampard (Chelsea), 1978 doğumlu Ferdinand, 1974 doğumlu Scholes ve 1973 doğumlu Giggs (Man.Utd.), 1976 doğumlu Semak ve 1977 doğumlu Zyryanov (Zenit), 1977 doğumlu Van Bommel (PSV), 1973 doğumlu J.Zanetti (Inter), 1976 doğumlu Yepes ve 1977 doğumlu Ambrosini (AC Milan) ve 1979 doğumlu Pirlo (Juventus)