10 Ağustos 2011 Çarşamba

Bu Fırsat Kaçmazdı Arda!! Hasan Şaş Olma :)

Bu ülkenin Avrupa kupalarında en önemli başarılarını kazanan takımı tartışmasız Galatasaray. Galatasaray'ın kaptanı Arda. Henüz 24 yaşında aynı zamanda milli takımın değişmez oyuncusu belki de son 2 yılda en efektif oyuncusu (6 gol-4 asist). Transfermarkt.de sitesinde değeri 15.000.000 Euro civarında. Ve Arda dün Atletico Madrid takımına transfer oldu. Bakın Atletico Madrid yani Barcelona, Real, Manu, Chelsea veya B.Münih değil. Bedel 12.000.000 Euro artı gelecek sezon İspanyol ekibi Şampiyonlar Ligine giderse 1.000.000 Euro, Avrupa Ligine giderse 500.000 Euro daha. Yani en kötü ligi 7.sırada bitirecek kapasitede olan Atletico Madrid'den gelecek bedel minimum 12.500.000 Euro. Buraya kadar yaptığım özette göre şunu diyebilirsiniz herşey normal.
HİÇ GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL aslında :)
1- Evet Arda Galatasaray'da ama Galatasaray bu sezon Avrupa kupalarında yok.
2-Euro 2008 geçeli 3 sene oldu. Gelecek sezon sonunda yeni şampiyona olacak ve bizim Milli takımın kupaya katılma şansı grubu 2.sırada bitirip play-off'u geçmesiyle mümkün
3-Geçen sezon sadece 19 maçta ( Süper Lig 12 maç) oynayan ve 6 gol-2 asist yapan Arda'nın çok forma olduğu söylenemez.
4-Özel hayatı, kaptan olması, takımın bayrak oyuncusu olması nedeniyle sürekli eleştirien sürekli göz önünde olan ve yıpranan bir Arda.
Bu şartlar altında 1 sezon daha Galatasaray kalan Arda, milli takımda şampiyonaya gidemezse tahminen en iyi ihtimalle 26-27 yaşlarında belki 2014 Dünya kupasında veya Şampiyonlar ligine giderse takımı transfer yapma fırsatı bulacak ama o takım Atletico Madrid değil ne biliyim Bolton, Middlesbrough olabilirdi.
Hasan Şaş, hem Brezilya maçında attığı gol hem oyun stili hem de imajı sayesinde bronz madalya aldığımız 2002 Dünya Kupasının en popüler 3 oyuncumuzden biriydi. Uefa ve Süper Kupa kazanmış, 4 yıl üst üste şampiyon olmuş, Avrupa kupalarında defalarca oynamış çok tecrübeli bir oyuncuydu. Kendi ağzıyla söylediği türlü türlü talipleri vardı ama fırsatı kullanamadı. Benzer durum Semih Şentürk, Okan Yılmaz (Marsilya), Fatih Akyel, Arif Erdem gibi isimler içinde oldu.
Ama Arda fırsatı kaçırmadı. İdeali uğruna parayı değil kariyeri seçti. Bence en büyük Galatasaraylılığı da yaptı. Kulübüne 12-13 milyon Euro kazandırdı ki yerli oyuncular içinde Türkiye'den Yurtdışına yapılan en yüksek bonservis bedelidir.

3 Ağustos 2011 Çarşamba

İddia Ediyorum: Bizim Ligin İkincisi Bu Sistemde ŞL Gruplarına Kalamaz

Trabzonspor - Benfica eşleşmesinden bir kez daha anladık ki, Spor Toto Süper Lig'de 2.sırada sezonu bitiren temsilcilerimizin bu sistemde Şampiyonlar Ligi gruplarına kalması nerdeyse imkansız. İddia ediyorum Platini'nin getirdiği bu devran böyle sürerse bizim ikincilerin vay haline...İşin en can sıkıcı yanı ise Trabzonspor rakibini geçip play-off turuna kalsa bile karşısında Bayern Münih, Arsenal, Lyon, Villarreal gibi güçlü takımlarla eşleşecekti. Hasbelkader 3.Ön Elemeyi geçsek bile (2 senedir bu turu da geçemiyoruz ne acı) play-off turunda devler geliyor karşımıza. Gelen bu devlerde Şampiyonlar Ligi'nin hem prestij hem de maddi gelir kaynağı olması nedeniyle var güçleriyle saldırıyorlar. Oyuncuları da bu arenada kendilerini göstermek istedikleri için işi sıkı tutuyor. Böylece turu geçmek daha da zorlaşıyor.
Ülke futbolumuz geriledi artık bunu kabul edelim. Dünya üçüncüsü, Uefa ve Süper Kupa şampiyonu kadrolarda yer alan oyunculardan yetiştiremiyoruz. Yetiştirdiklerimizi hem yerden yere vuruyoruz, hem de maddi-manevi bol imkanlar verip köreltiyoruz. Oyuncu ihraç edemiyoruz (Mehmet Topal istisna helal olsun) A Milli takımda Servet'in yanına bir stoper çıkaramadık. Forvet hattında hala arayışlar sürüyor, en iyi tercih Fenerbahçe'de yedek kalan Semih Şentürk. Takımın yarısı yurtdışında yaşayan gurbetçi vatandaşlarımızın çocukları (Hamit, Nuri, Mevlüt, M.Ekici, Serdar Kesimal gibi). Dolayısıyla artık yeni yapılanmaya gitmemiz lazım.
Son dönemde yaşanan tatsız olaylar zaten camianın ne durumda olduğunu gösteriyor. Şampiyon olmak amaç mıdır? araç mıdır? yoksa ikisi birden değil midir? bunun kararını verelim. Şahsi kanaatim şu yönde; Futbolu bu kadar çok seven bu toplum her turnuvada gururla destekleyebileceği, yense de yenilse de mücadelesinden ve sahada yansıttığından gurur duyacağı ulusal takımları ve temsilcileri hak ediyor. Bu nedenle çok küçük yaş gruplarından organize olmamız lazım. Uzun süre birlikte oynayan, birlikte büyüyen ve gelişen (hem sportif hem mental anlamda) jenerasyonlara ihtiyacımız var.