Süper Lig'in son 2 sezonunda en pahalı takım kim? Galatasaray. Bakıyoruz bu takım hangi kupaları almış. Süper Lig'de geçen sezon 5.ci, bu sezon 3.cü olmuş, Türkiye kupasında 2 sezonda da çeyrek finalde anadolu takımına elenmiş, Avrupa kupalarında (Şampiyonlar ligi hak getire, Avrupa Liginde gruptan çıkmayanı dövüyorlar) gruptan çıkmış bir kez 4.turda, 1.kez de 3.tur elenmiş. Hatta her iki turda da eleme fırsatı sahasına kadar gelmiş ama teknik adam-oyuncu hataları ile son dakikada tur elden gitmiş. Kupa demiştim bir kaç satır önce heh son 2 sezonda 1 tane nazarlık var: 2008 Ağustos ayı Kayserispor'a karşı alınan TFF Süper Kupası.
Hadi kupa başarısı yok diyelim ki kadro oluşturuluyor. Oh ne ala! Bakıyoruz yerli 4 tane stoper takımda hiçbiri oynamıyor. Neill-Hakan Balta tandemde, gerçek mevkii sağ bek olan Uğur yedek kulübesinde yerinde açıktan bozma Sabri var. Sol bekte aynısı kiralık Caner bekte gerçek yeri açık. Kaleci desen yabancını oynatmıyorsun yerlilerden yaşlısını oynatıyorsun genç hala kulübede. Orta sahaya gel Keita tamam yerinde iyi, sol bekte bir genç çocuk var kiralık ne işe yaradığını ben daha bulamadım. Asist yapıyor, arkadaşları atamıyor pozisyona giriyor kendi atamıyor neyse. Mustafa Sarp-Mehmet Topal desen ikisini toplayınca bir adam zor ediyor. Elano Blumer son dönemlerin en büyük fiyaskosu oldu. Kewell ayıp, Arda kayıp :) Bakıyoruz forvette Baros bi tane Jo ise alemde. Ayhan kulübede, Barış tribünde, Aydın ve Serdar kirada. Sonuç olarak takımda elle tutulur 4 tane oyuncu var: Neill - Hakan Balta - Keita - Baros. Hal böle olunca sonuçlarda üstteki gibi oluyor. Teknik adamdan hiç bahsetmedim bile...
Acı ama gerçek. Galatasaray yönetimi son 2 sezonda Skibbe, Meira, De Sanctis, Caner, Nonda (gitmesi)-Kewell (kalması), Leo Franco, Caner, Gökhan Zan, Elano, Jo Alves ve Giovani Dos Santos transferleri ile çuvallamıştır. Sezonun en önemli maçı olan Fenerbahçe karşılaşması öncesi kongreye dalan, 23 yaşında adama hem kaptanlık hem 10 numara verip sorumluluğun altında ezen, taraftarı ve kulübü organize edemeyen yönetim ancak gider Kasımpaşa'nın fahiş bilet fiyatlarını protesto etmek için açık tribünde oturur. Fenerbahçe yönetimi ise napar en önemli maçında tribün desteğine ihtiyacı olduğunu bilir, üzerine düşen görevi yapar gider biletlerin hepsini kapatır. Biletleri de uygun fiyata taraftarına ulaştırır. Bunu gören futbolcuda napar eder 1-0'da olsa maçı alır düdüğü çalar.
26 Nisan 2010 Pazartesi
24 Nisan 2010 Cumartesi
Forman İçin Oyna, Bizim İçin Oyna, Kendin İçin Oyna
Bir tezahürat vardır: "Arman İçin Oyna, Forman İçin Oyna, Bizim İçin Oyna, Ölümüne Oyna" diye. Pek sevdiğim bir tezahürattır. Hani İngiltere liglerinde küme düşmesi kesinleşen takımların bile son maçta bir galibiyet almak için uğraşması veya Alman takımlarının 5-0 öndeyken bile tekmeye kafayı sokması sanki maç 0-0 gibi panzerlik yapmasını hatırlatır.
Nedendir bilinmez bizim takımlarda böyle güzel huylar azdır. Aslında artması gerekir. Tezahüratta dedği gibi bari tribüne gelen seyircin için oyna. Oyna ki o zevk alsın, oyna ki seneye kadroda yerin garanti olsun, oyna ki kendini göster istatistiklerini arttır. Dün gece de işte Beşiktaş takımında 2 oyuncu vardı: Bobo ve Holosko. Bobo geçen hafta tarihi penaltıyı kaçırmış, geceyi uykusuz geçirmiş hatta arkadaşı hatırına penaltı atmadı damgası vurulmuş halde maça çıktı. Bakıyoruz 1 gol-1 asist maçı tamamlıyor. Neden? Çünkü kariyerinde hiçbir sezonda 12 golü yok. Bobo diyorki bari kariyer rekorumu kırayım, bari gol atayım da geçen hafta yazanlara kapak olsun, bari iyi oynayayımda fırsat kaçmasın, aldığım parayı helal edeyim. Öteki yanda Holosko var. Tarihinde ilk kez Slovakya Milli takımı Dünya kupasına gidiyor. Jenerasyon olarak sanırım bir daha da zor giderler turnuvaya. Holosko bu fırsatı kaçırmak istemiyor. Bir nevi kendi için oynuyor. Ama ne olursa olsun oynuyor. Kaç gol kaçırdı dün? Nerden baksan 3 gol var. 1 tane de attı 4 gol pozisyonu. Sonuç olarak efektif bir maç çıkardı. Bu oyuncuların yanına İbrahim Üzülmez, Sivok ve Uğur İnceman eklenince maç 2-2 bitti. Sivasspor kazanmayı hakketti mi? Bence hayır. Sonuç idealdir.
İşin ilginç yanı 5 sezondur Sivasspor deplasmanda Beşiktaş'a yenilmiyor. İlk 3 maçta kazanan kırmızı-beyazlı takım 2 sezondur berabere kalıyor. Beşiktaş ise deplasmanda Sivasspor'a yenilmedi. Toplam 5 maçta 4 galibiyet 1 beraberlikle 13 puan. İstatistik bozulmadı. Beşiktaş 3 maçtır kazanamıyordu oldu 4. Sivasspor hükmen maç hariç 3 kez berabere kalmıştı o da oldu 4.
Sonuç olarak geçen sezon kadro itibariyle mucize yaratan Beşiktaş bu sezon en iyi ihtimalle 4.sırada ligi tamamlayacak. Mustafa Denizli olmasa bu noktayı da zor görürlerdi ya neyse. Seneye neler olur bilmem ama Nobre ve Nihat başta olmak üzere siyah-beyazlı oyuncuların forması için, arması için, taraftarı için oyması lazım. Taraftarın maç öncesi oyuncu ve teknik ekibi bağırına basması gibi onlarında gerekeni yapması lazım. İşte o zaman sayın Denizli'nin dediği gibi "sonuçlar önemli değil, hallederiz, kuş kafese girer" sözleri anlam kazanır.
Nedendir bilinmez bizim takımlarda böyle güzel huylar azdır. Aslında artması gerekir. Tezahüratta dedği gibi bari tribüne gelen seyircin için oyna. Oyna ki o zevk alsın, oyna ki seneye kadroda yerin garanti olsun, oyna ki kendini göster istatistiklerini arttır. Dün gece de işte Beşiktaş takımında 2 oyuncu vardı: Bobo ve Holosko. Bobo geçen hafta tarihi penaltıyı kaçırmış, geceyi uykusuz geçirmiş hatta arkadaşı hatırına penaltı atmadı damgası vurulmuş halde maça çıktı. Bakıyoruz 1 gol-1 asist maçı tamamlıyor. Neden? Çünkü kariyerinde hiçbir sezonda 12 golü yok. Bobo diyorki bari kariyer rekorumu kırayım, bari gol atayım da geçen hafta yazanlara kapak olsun, bari iyi oynayayımda fırsat kaçmasın, aldığım parayı helal edeyim. Öteki yanda Holosko var. Tarihinde ilk kez Slovakya Milli takımı Dünya kupasına gidiyor. Jenerasyon olarak sanırım bir daha da zor giderler turnuvaya. Holosko bu fırsatı kaçırmak istemiyor. Bir nevi kendi için oynuyor. Ama ne olursa olsun oynuyor. Kaç gol kaçırdı dün? Nerden baksan 3 gol var. 1 tane de attı 4 gol pozisyonu. Sonuç olarak efektif bir maç çıkardı. Bu oyuncuların yanına İbrahim Üzülmez, Sivok ve Uğur İnceman eklenince maç 2-2 bitti. Sivasspor kazanmayı hakketti mi? Bence hayır. Sonuç idealdir.
İşin ilginç yanı 5 sezondur Sivasspor deplasmanda Beşiktaş'a yenilmiyor. İlk 3 maçta kazanan kırmızı-beyazlı takım 2 sezondur berabere kalıyor. Beşiktaş ise deplasmanda Sivasspor'a yenilmedi. Toplam 5 maçta 4 galibiyet 1 beraberlikle 13 puan. İstatistik bozulmadı. Beşiktaş 3 maçtır kazanamıyordu oldu 4. Sivasspor hükmen maç hariç 3 kez berabere kalmıştı o da oldu 4.
Sonuç olarak geçen sezon kadro itibariyle mucize yaratan Beşiktaş bu sezon en iyi ihtimalle 4.sırada ligi tamamlayacak. Mustafa Denizli olmasa bu noktayı da zor görürlerdi ya neyse. Seneye neler olur bilmem ama Nobre ve Nihat başta olmak üzere siyah-beyazlı oyuncuların forması için, arması için, taraftarı için oyması lazım. Taraftarın maç öncesi oyuncu ve teknik ekibi bağırına basması gibi onlarında gerekeni yapması lazım. İşte o zaman sayın Denizli'nin dediği gibi "sonuçlar önemli değil, hallederiz, kuş kafese girer" sözleri anlam kazanır.
20 Nisan 2010 Salı
Bilica'nın Kazdığı Kuyuya Türk Futbolu Düşmüştür.
Derbi öncesi en çok konuşulan hakem Hüseyin Göçek'ti. Derbi sonrası ise yanına partner aldı hakem: Fabio Bilica. Sezon başında görüşümüz Fenerbahçe forması giyecek kadar kaliteli olmadığı idi. Gerçekten dediğimiz gibi oldu. Öncelikle şunu söyleyeyim Uğur İnceman'a yaptığı müdahele ile yukarıdaki görüşümüzü tescil etti. Penaltıdan önce yaptığı hareketler ise tam bir rezalet oldu. Koskoca Fenerbahçe'nin hatta dört büyüklerin oyuncusu böyle bir hareket yapar mı? Hıncal gibi söyleyeyim: " aklımmm almıyor"
Maçın teknik analizine gelince. Beşiktaş'ın Trabzonspor deplasmanında kazandığı gibi bir taktikle oynayacağını düşünmüştüm. Hatta ilk yarı beraberlik olur 2.yarıda sonuç değişir diye düşündüm. Fakat futbol böyle öngörülebilen bir spor değil. Alın İşte 2.dakika Alex sahneye çıktı, uzaktan net vurdu golü attı. Böylece Beşiktaş'ın tek kozu elinden gitti. İlk yarı Fenerbahçe maçı kopartabilecek 2 fırsat daha yakaladı. Guiza ve Alex golleri atamadı, Beşiktaş ise ilk yarıda kaleye isabetli bir şut bile atamadı. Zaten Beşiktaş'ın bu sezon ilk golü yediği 8 maçta sadece 5 puan aldığı göz önüne alınırsa bu hali normal karşılanabilir. Mustafa Denizli 2.yarı başında yine sürpriz yaptı. Holosko yerine oyuna Uğur İnceman'ı soktu. Orta sahada üstünlük kurmak istedi ve aradığı fırsatı sadece 1 kez yakaladı. İşte o fırsatı İsmail Köybaşı nefis değerlendirdi önde yakalanan Fener savunmanın arasına topu bıraktı, Uğur topa iyi vuramadı fırsat kaçarken Bilica hediyeyi verdi. Beşiktaş için maç boyunca bulunmaz fırsat geldi. Bobo topu öteki köşeye atsa belki de bugün başka şeyler konuşuyor olurduk. Neyseki vuruş gol olmadı ve sonuçta Fenerbahçe kazandı. Açıkcası ben maçtan zevk almadım. Maçla ilgili en güzel yorumları bence Cem Yılmaz ve Yüksel Aytuğ yapmış vaktiniz-fırsatınız varsa okuyun. İyi futbolu zaten çoktan geçtim bari heyecan olsaydı. Ama bakıyorum son 4 haftada oynanan 2 derbide berbattı. Bu oyuncular ancak kırmızı kart görürler yeri-penaltı noktasını tekmelerler. Futbolumuz bu halde işte Bilica'nın kazdığı kuyunun içinde kaldı.
Maçın teknik analizine gelince. Beşiktaş'ın Trabzonspor deplasmanında kazandığı gibi bir taktikle oynayacağını düşünmüştüm. Hatta ilk yarı beraberlik olur 2.yarıda sonuç değişir diye düşündüm. Fakat futbol böyle öngörülebilen bir spor değil. Alın İşte 2.dakika Alex sahneye çıktı, uzaktan net vurdu golü attı. Böylece Beşiktaş'ın tek kozu elinden gitti. İlk yarı Fenerbahçe maçı kopartabilecek 2 fırsat daha yakaladı. Guiza ve Alex golleri atamadı, Beşiktaş ise ilk yarıda kaleye isabetli bir şut bile atamadı. Zaten Beşiktaş'ın bu sezon ilk golü yediği 8 maçta sadece 5 puan aldığı göz önüne alınırsa bu hali normal karşılanabilir. Mustafa Denizli 2.yarı başında yine sürpriz yaptı. Holosko yerine oyuna Uğur İnceman'ı soktu. Orta sahada üstünlük kurmak istedi ve aradığı fırsatı sadece 1 kez yakaladı. İşte o fırsatı İsmail Köybaşı nefis değerlendirdi önde yakalanan Fener savunmanın arasına topu bıraktı, Uğur topa iyi vuramadı fırsat kaçarken Bilica hediyeyi verdi. Beşiktaş için maç boyunca bulunmaz fırsat geldi. Bobo topu öteki köşeye atsa belki de bugün başka şeyler konuşuyor olurduk. Neyseki vuruş gol olmadı ve sonuçta Fenerbahçe kazandı. Açıkcası ben maçtan zevk almadım. Maçla ilgili en güzel yorumları bence Cem Yılmaz ve Yüksel Aytuğ yapmış vaktiniz-fırsatınız varsa okuyun. İyi futbolu zaten çoktan geçtim bari heyecan olsaydı. Ama bakıyorum son 4 haftada oynanan 2 derbide berbattı. Bu oyuncular ancak kırmızı kart görürler yeri-penaltı noktasını tekmelerler. Futbolumuz bu halde işte Bilica'nın kazdığı kuyunun içinde kaldı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)